30

3.2K 176 20
                                    


Benim dört değerli okuyucum diğer bölüme yorum yapmamışsınız üzüldüm...
Neyse iyiki varsınız.

**

Salvatore akşam yemek masasında kıza o kadar öfke dolu bakıyordu ki Robert birkaç kere çaktırmadan bastonu ile onu dürtmüş ve,"Oğlum!"diye uyarmıştı. Salvatore babasına dönüp bakmadı.
Delice bakışları sadece kızın üstündeydi. Ilgaz da Salvatore'a aynı sinirle bakıyordu.
İkili birbirlerine aşkla değil ancak aşk dolu bir nefretle bakıyordu.

Zeynep Hanım sordu. "Güzel kızım bize bir haberin varmış ancak ne olduğunu bilmiyoruz." Gülümsedi. "Robert biliyormuş ama asla söylemedi."

Salvatore çatalını masaya sertçe bırakarak arkasına yaslandı ve kollarını göğsünde kavuşturup,"Sevgilim söyle artık istersen."dedi alayla.

Ilgaz kaşlarını havaya kaldırarak,"Salvatore şansını çok zorluyorsun."diye uyardı adamı.
Salvatore kaşlarını çattı. "Ben mi sen mi?"
Ilgaz sesini yükseltti. "Sen."

Salvatore kollarını açıp oturduğu yerde öne çıktı ve,"Bak Ilgaz beni sinirlendirmeyi kes artık!"diye bağırdı.

Robert bastonunu yere sertçe vurarak,"Susun!"diye kızdı ikiliye.
Linda ve Zeynep şaşırdı. Neden böyle kavga ediyorlardı?

Ilgaz yutkunarak Zeynep Hanım'a döndü. "Hamileyim efendim."dedi gülümsemeye çalışarak. Başaramadı ama.
Salvatore sevincini kursağında bırakmıştı.
Zeynep ve Linda heyecanlı bir sevinçle,"Ciddi misin?"diye bağırıp ayağa kalktılar.
Linda koşarak kıza sarıldı. Zeynep de yanlarına giderek kızın saçlarına minik bir öpücük kondurdu.
Linda daha sonra ağabeyinin yanına gidip sarılmak için eğildiğindet Salvatore kızı nazik bir sinirle geri itti. "Bana sakın sarılma."dedi dişlerini sıkarak.
Linda ağabeyinin bu hallerine alışık olduğundan moralini hiç bozmadı ve sevinçle yerine oturdu.

Zeynep gergin oğluna baktı. "Neyin var senin? Sevinmek yerine hayatı yine zehir etmeye başladın?"

Salvatore kaşlarını çattı. "İstemiyorum anne."dedi. "Baba olmak, bir çocuğumun olmasını istemiyorum!"
Ilgaz ofladı. "Neden ama neden!"

Zeynep kızdı oğluna. "Oğlum sen salak mısın? Herkes çocuk ister sen bulmuş bunuyorsun. Ablanın halini görmüyor musun? Kaç yıldır uğraşıyorlar!"

Salvatore yüzünü buruşturdu. "Sırf onun çocuğu olmuyor diye torun için bana bela olmanızı anlamıyorum."

Ilgaz ağzını açıp konuşacaktı ki midesinin aniden bulanmasıyla hızla ayağa kalktı ve elini ağzına koyarak banyoya koştu.
Linda ona yardımcı olmak için ardından giderken Salvatore öfkeyle kızı gösterdi. "BAKIN NASIL ACI ÇEKİYOR!"diye bağırdı. "İstememem için bir sebep daha! Sevdiğim kadın her gün her an kusuyor, başı dönüyor, bayılıyor!"

Robert iç çekti. "Oğlum,"dedi yumuşak bir şekilde. "Sırf korkuyorsun diye hamile kıza çektirdiğin eziyetten hiç hoşnut değilim."

Salvatore alayla güldü. "Baba sen gerçekten ne dediğini bilmiyorsun."

"Biliyorum, korkunu da anlıyorum. Bende aynı şeyleri yaşadım ama senin gibi korkularımın esiri olmadım. Ben evlendiğimde senden beş yaş küçüktüm, babam başımda yoktu. Rahmetli yanımda olsaydı belki daha güçlü hissederdim. Anneni korumak için bende didindim. Sonra ablan oldu. Onu korumak için daha çok çabaladım. Sonra sen oldun başımın en büyük belası. En sonda göz bebeğim Linda. Ne sanıyorsun sizlere kimse küçükken zarar vermeye çalışmadı mı? Kimler kimler istedi ancak ben saç telinize bile zarar gelmesine izin vermedim."

Salvatore susup kaşlarını çattı. Babası onun ne düşündüğünü anlıyordu, yani sanırım. Bilmiyordu!
Derin bir nefes alarak,"Nasıl başa çıktın diye sormayacağım."dedi soğuk soğuk. "Ben başa çıkamam."

HiçOnde as histórias ganham vida. Descobre agora