Hiç

2.sezon 2.Bölüm

Salvatore telefonu kulağından yere düşürdüğünde Ilgaz şaşkınlıkla kocasına döndü. "Salvatore?"diye seslendi.

Salvatore donakalmıştı.
Babası,
Yaşıyor muydu?

Bu gerçek miydi?
Mümkün müydü?

Yutkundu.
Taş kesmişti, hissetmiyordu, kulakları uğulduyordu.

Ilgaz adamın adını sayısız kez seslendi ve cevapsız kalınca Andreas ile birlikte adama doğru yürüdü.

Kocasının omzuna elini attığında Salvatore irkilerek,"Bana dokunma."diye tısladı.

Gözleri kırmızı olmuş, boynundaki damarlar belirginleşmişti.

Ilgaz elini hızla çekerek,"Bir şey mi oldu?"diye sordu.

Salvatore o an kızın gözlerine bakamıyordu. Ilgaz iyice korktu. "Sevgilim?"dedi çekinerek.
Genç adam,"Mark sizi eve götürecek."dedi yere bakarken. "Benim bir işim var."

Ve karısının yanağına hızla yaklaşıp ufak bir öpücük bırakarak hızla çıkışa yürüdü.

"Kevin!"diye kükredi.
"Emret patron."

Elini uzattı. "Telefonunu ver. Bana da yeni bir telefon alın."

Kevin cebindeki telefonunu patronuna uzatarak kafasını salladı.

Salvatore, Dawson'un numarasını tuşlayarak kulağına götürdü ve arabasına hızla bindi.
Dawson tek çalışta açmıştı.

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"diye sordu Salvatore. "Senin canını çok pis sıkarım Dawson."

Dawson,"Hayır oğlum. Benim mekana gel anlatacağım."diyerek kendisini savundu.

"Şimdi anlat!"diye bağırdı adam.

"Robert amca kaçmayı başarmış."dedi Dawson. "Babamın yanına gelmiş ve bir konuda yardım istemiş."

"Ee!!"

"Eesi, o ölürse senin yakandan düşerler diye düşünmüş ve kendisini ölü göstermiş."

"Babam nerede?!"

"Bilmiyorum!"diye bağırdı Dawson. "Babam asla söylemiyor, sanırım o da bilmiy-"

Telefonu suratına kapatarak Liam'ı aradı Salvatore.
"Salvatore?"dedi yaşlı adam sanki adamın aramasını bekliyor gibi.
"Babam nerede?"

"Bilmiyorum."

"Babam NEREDE!?"

Sinirden delirecekti.
Liam sakin sakin,"Bilmiyorum evladım."dedi. "Bilsem de söylemezdim. Baban senin için böyle-"

"BABAM NEREDE LİAM!"

Liam sabır çekti. "Cehennemin dibinde."

Salvatore,"Seni öldürürüm!"diye kükredi. "Söyle yerini!"

"Ulan geri zekalı, bilmiyorum lafından anlamıyor musun?"

Salvatore,"Ne demek bilmiyorum!"diye bağırdı. "Yaşadığını biliyordun ama! Ve bunu," öfkeli bir nefes aldı. "Bana söylemedin!"

"Çünkü baban öyle istedi."

Salvatore,"Ben babamın intikamı için kaç kişiyi öldürdüm, senin haberin var mı?!"diye kükredi.

Liam,"Üç mü?"diye sordu gülerek.

"İki yüz sekiz!"diye bağırdı Salvatore. "Babam öldü sanarak kaç gece uyuyamadım, kaç akşam yemek yiyemedim, senin bunlardan haberin var mı?!"

Liam gülümsedi. "Baban sen tüm bu insanî duyguları yaşamaya devam et diye böyle bir bok yedi Salvatore, nitekim de işe yaradı. Adamlar peşini bıraktı, öyle değil mi?"