82

1.5K 95 23
                                    

"Evet, eski playboy!" Dawson keyifle arkasına yaslandı. "Karın ve çocukların da yokken var mısın bir kaç kaçamağa?"

Arkadaşını bilerek deniyordu. Şu anda Salvatore evet dese direkt Ilgaz'ı arar boşa bunu derdi.

Salvatore yüzünü buruşturdu. "İstemez."

"Nasıl özledin mi Ilgaz'ı. Ben Leonardo'yu özledim valla. Yumuşak yumuşak gelip şişko elleriyle bana vurmaya çalışıyordu."

Salvatore iç çekerek gülümsedi. "Özledim."dedi hüzünle. "Daha dört gün oldu ama çok özledim."

Dawson kahkaha attı. "Oğlum özlem sende boktan etkiler yarattı. Şirkette ağlayan insan sayısı son zamanlarda maksimum düzeye çıkmış diye duydum. İnsanlar senin stres topun değil."

Salvatore kaşlarını çattı. "Kim anlatıyor lan sana bunları?"

Dawson omuz silkti. "Kuşlar."

Salvatore korku veren bir şekilde gülümsedi. "O kuşların tüylerini tek tek yolacağım."
Dawson kahkaha attı. "Kuşlarıma sakın dokunma."

Salvatore yüzündeki gülümseme ile kafasını iki yana salladı. "Şaka bir yana Ilgaz'a gerçekten de çok alışmışım." Derin bir nefes aldı. "Onun olmadığı bir eve gitmek istemiyorum. İlk iki gün sabaha kadar şirkette çalıştım. Üçüncü gün uykum geldi şirkette uyuyakalmışım. Belim tutuldu. Bu hayatta ilk defa bir yerlerim tutuldu. Eve gittim sonra, Ilgaz'ı hayal ederek uyudum."

Dawson güldü. "Sadece uyudun mu?"

Salvatore göz devirdi. "Sadece uyudum."

Dawson ellerini iki yana kaldırıp,"Ben yalan söylediğine yemin edebilirim."

Salvatore yüzünü buruşturdu. "Ben masturbasyon çekmem seni sersem."

Dawson kahkaha attı tekrar. "Doğru, sen ve prensiplerin."

Salvatore ağzını açıp bir şey diyecekti ki telefonu çaldı.
Dawson göz ucuyla baktığında Türkçe bir şey yazdığını gördü. 'Sevgilim'

"Ilgaz arıyor."dedi keyifle Salvatore masadaki telefonunu alarak. Hızla açtı.
"Alo, güzelim nasılsın?"

"Boşanalım."

"Bende seni özle- bir dakika, ne dedin sen?!"

Dawson arkadaşının birden sinir küpü olmasına şaşkınlıkla baktı. "Ne dedi?"diye sordu.

Salvatore arkadaşını duymuyordu. Kulakları uğulduyordu.

Ilgaz burnunu çekerek,"Olmuyor Salvatore."dedi. "Boşanalım." 
Salvatore,"Ilgaz sen ne diyorsun!"diye bağırdığında telefon yüzüne kapanmıştı.
Salvatore öfkeyle ayağa kalktı.
Dawson merakla,"Nereye oğlum?"dedi.

Genç adam masadan arabasının anahtarlarını alarak tısladı. "Türkiye'ye."

**

Ilgaz ağlarken Leonardo annesinin kucağına çıkıp,"Anne,"dedi. "Ağlama."

Ilgaz burnunu çekti. "Ağlamıyorum aşkım." Robert ve Yaşam neyseki Yaren'in odasında uyuyorlardı. Bu halini görmüyorlardı.

Ilgaz oğlunun tombik yanaklarına öpücükler kondurup kafasını kaldırdı. "Mutlu musun abla?"dedi. "Mutlu musun anne? Mutlu musunuz?!"

Şule omuz silkti. Şevval boğazını temizleyerek,"Biz niye mutlu olalım ki?"diye sordu.

Ilgaz, Leonardo'yu iyice kendisine bastırdı ve sarıldı. "Çocuklarınız benden nefret ediyor ya sizin!"dedi ağlayarak. "Salvatore babalarını dövmüş ya!"

HiçNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ