6

3.8K 213 14
                                    

"Çok doğru söyledin Ilgaz kızım."dedi Robert sevecenlikle. Oğlunun uyarısını duymazdan geldi.

İpek sevgilisinin babası tarafından desteklenmemesine sinirlenmişti. "Yine de patronuna böyle konuşmamalısın."
Ilgaz onu ikaz eden kıza baktı. "İpek Hanım ben yirmi yedi yaşındayım. Kimle, nasıl konuşacağımı sizden öğrenecek değilim."

Salvatore kaşlarını havaya kaldırarak iki kızı izlemeye başladı. Ilgaz sert ancak umursamaz dururken İpek bir anda sinirden cayır cayır yanmaya başlamıştı.
İpek kaşlarını çattı. "Öğretmiyorum ancak yanlış konuşuyorsunuz."

Robert,"Yemekte böyle konuşmalar istemiyorum."dedi sertçe.

Ilgaz derin bir nefes aldı. "Üzgünüm efendim ancak bana hayvan denilen sofrada Cumhurbaşkanı olsa dahi susabileceğimi sanmıyorum."

Robert kıza hak verdi. "Çok haklısın kızım ancak benim oğlum hayvan olmasa zaten sana öyle bir terbiyesizlik etmezdi."

Salvatore güldü. "Ben sana hayvan demedim."dedi.
Ilgaz göz devirdi. Salvatore babasına,"Bana göz deviriyor bu da terbiyesizlik değil mi?"diye sordu sinirle.

Robert sinirle nefesini dışarı verdi. "Yemeğini ye."dedi ve önündeki şarap kadehini alarak kafaya dikti.

Salvatore tüm yemek boyunca İpek'in kaçamak dokunuşlarıyla keyiflenirken Ilgaz'ı izliyordu. Genç kız gerçekten de güzeldi ancak Salvatore'un güzellik umurunda bile değildi.
Zekâsını da konuşması gözler önüne seriyordu. Akıllıca laflar ediyordu.

İpek'in Salvatore ile yemekte yaptığı ufak oyunu Zeynep de Robert da farkındaydı.
Ilgaz adama bakmaktan kaçındığı için bu oyundan bir haberdi.

Zeynep ve Robert, İpek'in yaptığı bu terbiyesizlikten hiç hoşnut değillerdi.
Robert, kendi gibi bir adamın masasında kesinlikle böyle bir şeyi kabul edemezdi.

Yemek bitmiş Türkiye'den getirtilen kahveler için nasıl içersiniz sorusu gelince Ilgaz,"Ben kahve içemiyorum."diye burun büktü. "Çok özür dilerim efendim."
Salvatore gözlerini kısarak kıza baktı. Robert,"Bende içemiyorum kızım."dedi. "Tansiyonum var. Kalbime hiç iyi gelmiyor."
Zeynep kocasının elini uzanarak tuttu.
Genç adam İpek'in anlatmaya başladığı şeyi dinliyor gibi yaparken Ilgaz'a istemsiz sorası geldi. "Neden içemiyorsun? İçmiyorum demedin çünkü."

Ilgaz adamın sorusuna şaşırdı. "Mühim bir şeyden değil."dedi sakince. Yemekte olan hakareti hala unutmamıştı. "İçmek istiyorum ancak tadı hoşuma gitmiyor."

İpek kahkaha attı. "Çocuk gibisin. Tipinde çocuk gibi gerçi."
Ilgaz kızın yemekten itibaren ne söylerse laf atması üzerine daha fazla dayanamadı. "İpek hanım keşke fiziğinizin güzelliği biraz içiniz de olsaymış."
Robert ve Zeynep bıyık altından güldü.
Salvatore da güldü. İpek sevgilisinin bu lafa gülmesine alınsa da bir şey demedi ve kollarını sinirle göğsüne kavuşturdu. Derin dekoltesini sıkıştırdığı için dolgun göğüsleri iyice ortaya çıkmıştı.

Zeynep İpek'in gereksiz bulduğu dekoltesine öfkeyle baktıktan sonra sabır çekti ve Ilgaz'a,"Ee kızım, nasıl beğendin mi şirketi? Alışabildin mi?"diye sordu.

Ilgaz kafasını salladı. "Güzel efendim. Alışmaktan yana sıkıntı yaşamıyorum, sağ olsun şehirde de yalnız değilim arkadaşlarım var. Daha doğrusu arkadaşım ve onun arkadaşları var." Güldü. "Herkese alışmaya çalışıyorum. Ama huzurluyum. Biraz ülke, anne, baba özlemi çekiyorum sadece."

Zeynep de gülümsedi. "Evet, Robert bahsetmişti. Bizim Ateş'in kız kardeşinin arkadaşıymışsın."

Salvatore arkadaşının adını duyunca kaşlarını çattı. "Ateş mi? Onun kız kardeşi mi varmış?"

HiçWhere stories live. Discover now