Hiç

96

Arkadaşlar gerçekten buraya yalvarmasam asla yorum yapıp oy atmıyorsunuz.

Ne olursunuz yanımda olun.
Teşekkürler okuduğunuz için ama yorum yapmazsanız ne istediğinizi tahmin edemem, göremem ve hikayeyi sizin adınıza güzelleştiremem.

Bana yardımcı olmalısınız.
Lafı da çok uzatmayı sevmem.

Neyse daha...
Yanımda olanlara müteşekkirim.

Sevgiyle kalın.

**

Dawson kucağında Cansın varken arkadaşının aramasını görünce,"Bir saniye güzelim."dedi ve kızı öpmeyi keserek telefonu açtı.
Cansın kucağından inerek kafasını göğsüne yasladı.
Dawson onun bütün ilklerini yaşadığı adamdı.
Tehlikeli bir tipti, sertti, yüzü gözü her yeri dövme doluydu ancak yüreği pamuk şekerinden bir adamdı.

İlk ilişkisini Dawson ile yaşamıştı.
İlk öpüşmesini Dawson ile yaşamadığını düşünüyordu ancak Dawson ile olan öpücüğü bambaşka bir öpücüktü.
Arzu ve şehvet doluydu ve işin ilginç yanı genç adam kızla bir gelecek hayal ediyor, bunu da konuşmaktan çekinmiyordu.

Bu nedenle Cansın, ne annesini ne babasını ne de elalemi düşünmemiş kendisini bu auraya kaptırmıştı.

Dawson çatık kaşlarla arkadaşını dinleyerek,"Nasıl bir konu aç biliyor musun?"dedi. Çaktırmadan Cansın'a bakarak,"Ablanla, Dawson evleniyormuş de." Diyerek gülümsedi.

Cansın şaşkınlıkla,"Ne?"diyince daha da keyiflendi.
Salvatore küfür etti. "Dawson, bak senin yüzünden de Ilgaz ile kavga etmek istemiyorum. Sikerler daha."

"Ya oğlum,"diyerek ayağa kalktı Dawson. Mutfağa giderek,"Aradığım kadını buldum!"dedi. "Arzu var, keyif var, sohbetine hastayım. Güzel de. Bana da bitiyor. Evlenmeyip de ne yapayım? Otuz beş yaşındayım. Babam olacak moruk da evlen diyip duruyor. Bundan iyisi var da ben mi evlenmedim?"

Salvatore ofladı. "Geri zekalı evlenme demiyorum. O kızı üzme diyorum."

Dawson gülümsedi. "Üzersem orospu çocuğuyum."

Salvatore iç çekti. "Üzmesen de orospu çocuğusun."

Dawson kahkaha attı. "Sen benim dediğimi yap, ben gidiyorum Cansın ile arzu dolu saatlere. Evlenecekler də sohbet aç. Hadi kapatıyorum. Sayende evlilik danışmanı da oldum amına koyayım."

Salvatore ayağa kalkıp iç çekti ve telefonu yatağına fırlatarak gülümsedi.

Dawson da kulübe hoş gelmişti.

Odasından çıkarak bir adım atmıştı ki,"Salvatore!!"diye çığlık atan İpek ile kaşlarını çattı.

"Sen beni mi takip ediyorsun?"dedi sinirle.

İpek adamın öfke dolu bakışlarıyla yutkunarak kafasını iki yana salladı. "Hayır,"diyerek yalan söyledi. "Etmiyorum."

Salvatore alayla güldü.
"Neden o zaman beş aydır her yerde karşıma çıkıyorsun?"

İpek tebessüm etti. "Tesadüf."

Salvatore göz devirdi. "Uzak dur benden." Dedi ve karısının kapısına giderek tıklattı. "Ilgaz, açar mısın?"

İpek ağzını açarak keyifle,"Karınla ayrı odalarda mı kalıyorsunuz?"dedi. İması Salvatore'u sinirlendirse də adam ona dönmedi.
Ilgaz kucağındaki Robert ile kapıya gidip açtı ve adamın arkasında ona pis pis sırıtan İpek ile,"Bunun ne işi var burada?"diye resmen hırladı.