104

1.8K 91 19
                                    


Finale son iki.

Bitti.

Evet, birkaç özel bölüm ve diğer hikâyelerdeki hallerinden sonra Ilgaz ve Salvatore bitti.

Final kısmında bu konuyla ilgili sizinle konuşmak istediğimden hislerimi uzun uzadıya yazacağım.

Çok hüzünlüyüm.

Ilgaz'ı çok seviyorum.
Salvatore hayalimdeki erkek...
Ah be heyhat, yordun beni be.

Neyse sizlere keyifli okumalar...

Sevgiyle kalın.

**

"Komiser Edward, sizi anlıyorum ama siz beni anlamıyorsunuz. Babam yok ortada!"diye bağırdı Salvatore.

Edward,"Sakin olun Bay Campbell."dedi. "Onu bulmak için tüm ekiplerimiz iş başında."

Salvatore ellerini saçlarından geçirdi. Ilgaz ayaktaki kocasına bakarak,"Salvatore,"diye mırıldandı. Salvatore karısına aniden bakarak,"Sancı mı tuttu?"diye sordu.

Bir sürü düşünmesi gereken şey vardı ve genç adam artık yıprandığını hissediyordu.

Çok yorulmuştu.
Ama günün sonunda hissettiği mutluluk tüm yorgunluğuna değerdi.

Ilgaz kafasını iki yana salladı. "Sadece biraz sakin olur musun diyecektim."dedi kız çekinse de.

Salvatore karısını rahatlatmak için,"Ben iyiyim sevgilim."dedi. "sen sakın kendini kasma."

Telefonuna gelen mesaj sesiyle hızla cebinden çıkarıp atana baktı.

Mark bulmuştu!

"Ben buldum."diye mırıldandı İtalyanca. Ilgaz'a baktı. "Hadi gidiyoruz."
Ilgaz yavaşça koltuktan kalkarken,"Pekâlâ."dedi.

Salvatore karısının elini tutarak dudaklarına götürdü. Beraber polis merkezinden çıkarlarken Mark'ı aradı.

"Neredeler?"

"Patron hızlı gelin!"diye bağırdı Mark. "Büyük patronun olduğu ev yanıyor, hızlı gelin!"

Salvatore nefes alamazken hızla kızı arabaya bindirdi ve,"Tamam. İtfaiyeyi falan arayın!"diye bağırdı.

Ilgaz kocasının bu hâliyle çok kötü hissediyordu. Salvatore yanında acı çekiyordu ve o hiçbir şey yapamıyordu.

Tekrar çaldı telefonu. Gizli numara arıyordu.

"Siktim belanızı!"diye bağırdı Salvatore açar açmaz. Gazı köklemiş arabaları sollayarak ilerliyordu.

"Bak sana kimi vereceğim."dedi karşı taraf. "Al Robert oğluna veda et."

Salvatore,"BABA!"diye gürledi.

Yaşlı adamın sesi çok yorgundu. "Oğlum,"dedi ağlayarak. "Seni, gelinimi ve torunlarımı çok seviyorum. Sonuncu torunumu göremeyeceğim ancak, onu da çok seviyorum."
Bir an konuşamadı. "Linda sana emanet Salvatore."dedi İtalyanca. "Gelinimi üzme. Torunlarıma beni anlatın. Dedelerini tanısınlar."

Salvatore gözleri dolmuş dişlerini sıkarken İtalyanca karşılık verdi. "Yapma bunu."dedi. "Ölmeyeceksin baba."

"Ben şu anda bir evdeyim oğlum, evi ateşe verdiler, yanıyor." Acıyla gülümsedi. "Benim hikayem bitti, Tanrı senin hikayeni uzun tutsun."

"HAYIR!"diye bağırdı Salvatore. "No papà ti prego di non parlare così."
Ağlamaya başladı.
"Geliyorum."dedi. "Baba, ölme."diye yalvardı. O an o kudretli Salvatore değil de yedi yaşında bir çocuk gibiydi. İçi yanıyordu. Babasının sesini duyunca tüyleri diken diken olmuştu.
Robert gözünden akan yaşla yutkundu. "Seni seviyorum oğlum."dedi. "Seni çok seviyorum."

HiçWhere stories live. Discover now