75

1.7K 97 2
                                    

Ilgaz gülen Leonardo'yu izleyip tebessüm etti.
Robert Cansın'ın kucağındaydı ve biberonunu içiyordu.
Yaşam ise yine uyuyordu.
Ilgaz tombik oğlunu kucaklayarak,"Yürümeye çalışalım mi Leonardo?"diye sordu. Çocuğunu kaldırdı ve ayaklarını yere basmasını sağlayarak ellerinden tuttu. Leonardo,"An-ne,"dedi. Erken konuşmuştu ve anne demeyi çok seviyordu.
"Annem."dedi Ilgaz mutlulukla.
Birkaç adım atıp kadının kucağına atlayan Leo kahkaha attı. Ilgaz oğlunu sarmalayarak yanaklarını öptü.
Cansın genç kızın hala iyileşmekte olan yaralarına çaktırmadan bakarak iç çekti. Her hafta düzenli olarak terapi alıyordu kardeşi. Ve doktor yaralarını kontrol ediyordu.
Genç kızın bedenindeki yaralar iyileşiyordu ancak ruhundaki yaraların geçmesi için daha çok zamana ihtiyaçları vardı.
Birden telefonu çaldı. Leonardo'yu yere bırakarak sehpanın üstündeki telefonunu aldı ve isme bakmadan açtı.
"Efendim?"

Robert gülümsedi. Ilgaz'ın sesi gün geçtikçe daha da güzel geliyordu.
"Ilgaz, kızım nasıl oldun?"

Ilgaz iç çekti. "Daha iyiyim baba." Ses tonu çok kuru çıkmıştı.

Robert kafasını salladı. Ilgaz iyi olurken Salvatore kötüleşiyordu. Çünkü Ilgaz tam iki haftadır adamla değil konuşma gözlerine bile bakmıyordu.
Salvatore ise bunun acısını herkesten çıkarıyordu.
En çok da kendinden.
En son bacağına bıçakla Ilgaz yazdığında babası oğlunun sonunda delirdiğini düşünmüştü. Bağırmış, çağırmış ancak adamı engelleyememişti.
Salvatore eskisinden de sinirliydi. Karanlık dünyada eskisi gibi adı söylendiğinde bile saygıdan düğmeler iliklenmeye başlanmıştı. Çok öfkeliydi. Herkes onu böyle görüyordu ama aslında Salvatore çok üzgündü.
Fazla içki içmeye başlamıştı. Ne kadar içerse içsin Ilgaz'ı unutamıyordu.
Çocuklarıyla her vakit geçirdiğinde ağlamak istiyordu.
Yaşam ağlayınca kucağına alıyor, annesi gibi kokan kızını özenle sustuyordu.
Robert yutkundu. "Ilgaz kızım seninle bir şey konuşmak istiyorum." Utandı yaşlı adam. Genç kızdan böyle bir şey isteme hakkı var mı bilmiyordu.
Ilgaz ayağa kalkarak mutfağa ilerledi.
"Söyle baba, yapabileceğim bir şey ise yaparım."

"Kızım Salvatore ile alakalı."dedi Robert zar zor.

Ilgaz adamın ismini duyunca bile içi ezildi yüreği parçalandı.
Ona çok yüklendiğinin farkındaydı ancak korkuyordu Ilgaz.
"N-ne oldu ona?" Kekelemesini engelleyememişti. Robert acıyla gülümsedi. "Hiç iyi değil."
Ilgaz kaşlarını çattı. Kendi derdine düşmüşken adamın halini görmemişti bile.
"Bir şey mi oldu?"

"Kızım, biliyorum onu istemiyorsun ancak en azından onunla konuşsan. Nasılsın desen, iyi misin desen?"

Ilgaz onu istemiyor değildi aslında. "Baba ben onu niye istemeyeyim?"dedi ve mutfaktaki koltuğa oturup büyük camdan dışarı baktı. Gözünden yaşlar ondan izinsiz aktı birden.
"Salvatore dedi." Robert yutkundu. "Gitmek için cesareti yok ancak sen istersen durdurmayacak. Ben sadece istiyorum ki artık o da-"

"Baba ben onu seviyorum."dedi Ilgaz burnunu çekerek. "Onu sevmeseydim bu evde kimse tutamazdı beni."
Robert'ın yaşlı kalbi gelininin cümlesiyle heyecanla çarpmaya başladı.
"Gerçekten seviyor musun?!"diye sordu keyifle.
"Evet baba."dedi Ilgaz. "Sadece bu son olaydan sonra yapamıyorum." Burnunu tekrar çekip yanaklarını kuruladı.

"Kızım biliyorum zor senin için ama, en azından bugün merhaba desen."

Ilgaz bu istekle iyice ağlamaya başladı. Salvatore'u böyle bir hale soktuğunu hiç fark etmemişti. "Kızım seni üzmek istemedim." Robert hüzünlendi birden.
"Biliyorum baba."dedi Ilgaz göz yaşları eşliğinde gülümseyerek. "Beni uyardığın için çok teşekkür ederim." Yutkundu ve ayağa kalktı. "Dikkatli olacağım."

HiçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin