Özel Bölüm

991 62 33
                                    

İstek üzerine, bebiş Salvatore.

**

Dawson ona kocaman açtığı gözleriyle bakan, esasen çekindiği, bebeğe kısık bakışları ile homurdandı. "Ne düşünüyorsun acaba pezevenk?"

Bebek Salvatore kaşlarını çattı, Dawson,"Şu an anama sövüyorsun."dedi.

Şirkette Dawson'un odasındaydılar.
Bebek Salvatore karşısındaki ikili kahverengi deri kolukta oturuyordu.
Aralarında bir sehpa vardı.

Salvatore limandan gelen mal kontrolü için gitmişti. Ilgaz ise şantiyedeydi.
Bebek Salvatore bugün huysuzluk yaptığından ne evde kalmış ne de uyumuş olduğu için şirkete getirmişlerdi.

Ani çıkan bu işlerle gitmek zorunda olan Ilgaz ve Salvatore oğullarını Dawson'dan başkasına emanet edemezdi.

Eskiden olsa Salvatore,'Siksen çocuğumu sana bırakmam!'derdi ancak Dawson dört çocuk babasıydı,

Tedirgin de olsa çocuğunu ona emanet etmişti.

Çünkü Ilgaz şantiyeye gitmeden oğlunu adama emanet etmiş, tahmini geliş süresinden önce gelen gemi yüzünden de Salvatore,Dawson'a,"Çocuğa bak amına koyduğumun."demiş uyarmıştı. "Çizik, kırık istemiyorum. Nasıl bıraktıysam oğlumu aynen öyle bulacağım."

Dawson birkaç küfür ederek, her ne kadar istemese ve istemediğini Salvatore 'a iletse de, sonunda el mecbur kabul etmişti.

"Bana bırakmayın lan şunu!"diye hayretle bağırmıştı.

Salvatore,"Ne naz yaptın anasını satayım, yemeğini yedi, altı temiz, bir saate bilemedin üç saate geleceğim!"

Dawson derin bir nefes alarak düşüncelerinden koptu ve çocuğa daha da dikkatli baktı.

Bebek Salvatore kaşlarını kaldırdı ve,"Ba," dedi yavaşça. Sonra tekrar,"ba."dedi.

Dawson,"Baba gelecek birkaç saate."diye kafasını eğdi. Gözlerini iyice kısarak bebeği inceledi. "Gözlerine dikkatli baksam o siyah küçük boşluktan içindeki uzaylıyı görebilir miyim lan acaba?"

Bebek gözlerini kapatınca Dawson irkilerek geriye sendeledi.
Korkuyla,"Bu hareket içinde uzaylı olduğunun kanıtı mı şimdi amına koyduğumun!"

Bebek Salvatore gözlerini açıp kahkahalarıyla alkış çaldı.

Koca adamla oyun oynuyordu resmen.

"Sana masal anlatayım mı lan?"dedi Dawson birden aklına gelen fikirle. Tüyleri diken diken olmuştu, rahatlamalıydı.

Bebek Salvatore gülümseyerek ona baktı.

Dawson yeni çıkan sakallarını kaşıyarak düşündüğünü gösteren homurdanmalarla bakışlarını yere indirdi. "Nenem mi anlatmıştı köyde, kim anlatmıştı hatırlayamadım," biraz daha homurdandı ve,"Tamam neyse hatırlıyorum hikayeyi,"diyip tekrar bebeğe baktı. "Yedi sikli öküzün hikayesi."

Salvatore kaşlarını çatarak adama bakınca,"Ne oldu pezevenk ismi mi beğenmedin?"diye sordu yapay bir sinirle.

Bebek Salvatore cevap vermeden oturduğu yerden aşağı inmeye çalıştı.
Dawson dikkatliydi, çocuk düşerse direkt tutacaktı.

Salvatore aşağı inip,"Anne,"dedi sonra,"Gel, gel, gel,"yaparak Dawson'un masasına yürüdü.

Dawson,"Nereye lan?"diye sordu.

Bebek Salvatore masanın başındaki büyük rahat dönen koltuğa kolaylıkla çıktığında,"Nasıl sandalyeden dönüp düşmedin lan?"diye sordu.

Bebek Salvatore,"Eş, eş"dedi.

HiçWhere stories live. Discover now