12. Bölüm

894 67 8
                                    

En sonunda artık dayanamadım ve fikrimi söyledim. Sovieshu şaşkınlıkla bana baktı. Gözlerim akmasına izin vermediğim yaşlardan dolayı sıcaktı ama onları geri tutmak için dilimi ısırdım. İmparatoriçe gururunu ayaklar altına alıp ağlamamalı.


"Söylentileri duyduklarını söylediler, ben söylemedim. Kaynağını bilmediğin söylentiler için beni mi suçluyorsun?"


"Ne kadar düşünürsem düşüneyim, senden başka bu durumdan faydalanabilecek kimse yok.""Eğer bu söylentiyi ben yaymış olsaydım ne kazanacaktım?"


"Rashta senin için bir rakip gibi, değil mi?"


"!"


"Bana Rashta'nın kaçak bir köle olduğunun hikâyesini anlatan sen değil miydin? O zaman dedikodunun kaynağı hakkında tek bir kelime bile etmemiştin. Başından beri dedikoduları çıkaran kişi sadece sen olabilirsin.''


Sovieshu'nun suçlaması tek taraflı ve aşağılayıcıydı. Nefesimi düzene sokmayı ve soğukkanlılığımı korumayı başardım. Ama ben sakin olmaya çalıştıkça Sovieshu benden daha çok şüphelenmeye başladı. Biraz zaman aldı ama sonunda normal gelen bir ses çıkarmayı başardım.


"Cariyen bana rakip olamaz."


"Ne?"


"Sen benim sevgilim değilsin, o halde cariyen benim için nasıl bir tehdit olabilir?"


Sovieshu'nun yüz ifadesi dalgalandı. Sırtımı dikleştirdim ve ona ayna karşısında yüzlerce kez çalıştığım bir gülümsemeyle karşılık verdim.


"Metresin senin için kıymetliyken benim senin gözünde bir değerim yok, herhangi biri gibiyim. Bundan çok sıkıldım, bu yüzden tekrar söylüyorum Majesteleri, beni bir kez daha metresinizle karıştırmayın."


Arkamı döndüm ve hemen kapıdan çıktım. Maliye bakanı koridorda gergin bir şekilde yürüyordu ve başını bana doğru çevirdi. Bakışları bana döndüğünde gözleri büyüdü. Yüz ifadelerimi yönetemediğim çok açıktı.


Ona gülümsedim, sonra hızla koridordan çıkıp batıdaki bahçeye doğru ilerledim. Nedimelerimin bulunmadığı, gözlerden uzak gizli salıncağıma koştum ve kendimi oraya gömdüm. Kendime sarıldım ve elimden geldiğince hıçkırıklarımı bastırdım. İmparatoriçe ağlamaz, başkalarının önünde hiç ağlamaz. Kafamın içinde Sovieshu ve metresi o kadar küçük ve önemsizdi ki beni sarsamazlardı ama kalbimde bir delik vardı.


Sonunda hava karardı. Uzun süre sandalyemde kendime sımsıkı sarıldım. Nedimelerimin beni aradığından emindim ve yavaşça bedenimi açtım. Saatlerce aynı pozisyonda kıvrılıp oturduktan sonra kollarım ve bacaklarım uyuşmaya başladı.


Daha sonra uzaktan keskin bir çığlık duyuldu. Yuva şeklindeki sandalyemden başımı kaldırdım ve büyük bir kuşun gökten indiğini gördüm.


"Ah!"


Sarhoş yabancının notunu getiren o yakışıklı kuştu. Tekrar bana doğru yöneldi, sonra kucağıma kondu ve bana yakından baktı. O kadar sevimli görünüyordu ki kıkırdamaya başladım ve kuş büyük gözlerini kırpıştırıp başını eğdi.

Remarried Empress (Yeniden Evlenen İmparatoriçe) TÜRKÇE ÇEVİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin