142. Bölüm

340 39 9
                                    

Raporun üzerindeki yazıya bakmaya devam ederken gözlerim ağrımaya başladı ve odama döndüm. Başımın döndüğünü hissediyordum. Bu aralar sürekli kağıtlara baktığımdan gözlerim sürekli zonkluyordu.

"Odayı henüz toplamadım, Majesteleri."

"Bir şey olmaz."

Hizmetçiyi yalnız bırakıp yatağıma uzandım. Zaten odayı günde üç kez temizliyordu ve oda her zaman temizdi. Yatağıma yaslanıp gözlerimi bastırdığımda pencere pervazındaki mavi tüyler gözüme çarptı.

'Heinley bir mektup mu gönderdi?'

Bana Queen'in arkadaşı olan mavi kuşu hatırlattı. Dizlerimin üstünde pencereye yaklaştım ve onu inceledim. Odama gelen tek mavi kuş Heinley'nin kuşuydu ama kuşu hiçbir yerde göremedim. Bunun yerine pencerenin altındaki duvarda kırmızımsı bir şey gözüme çarptı.

'!?'

Kanım donmuş gibiydi ve tereddütle parmaklarımı uzattım. Kırmızı lekeye dokundum. Parmak uçlarımda sıvıyı hissettiğim anda hızla elimi çekip tekrar parmaklarıma baktım.

Kan olduğundan emin oldum. Hatta hala ıslaktı!

'Hayır...!'

Mavi kuş buraya geldiğinde yaralandı mı? Birkaç gün önce Sovieshu, penceremin yanına yaklaşan kuşların okla vurulacağı konusunda beni uyarmıştı. Başımı pencereden dışarı eğdim ve aşağıya baktım ama hiçbir kuş cesedi görünmüyordu. Ancak bu endişemi hafifletmedi ve dışarı çıkıp batı sarayının bahçelerini aradım.

Penceremin altındaki alanda kuş yoktu. Bu bir tesadüf müydü yoksa? Odama geri döndüm, ne olur ne olmaz diye pencereyi açık bıraktım ve Laura'dan bir kuşun gelip gelmediğine dikkat etmesini istedim.

Ancak işteyken bile hâlâ konsantre olamadım.

"Yorgun görünüyorsunuz, Majesteleri."

Hatta yardımcım bile içeri girip dinlenmemi tavsiye etti. Onun tavsiyesine uydum ve imparatoriçe olarak gerekli tüm işlerimi tamamladıktan sonra aceleyle odama geri döndüm.

"Leydi Laura, uçan kuşlar gördün mü?"

Laura başını salladı.

"ayır. Bunca zaman pencerenin yanında oturdum ama gelen olmadı."

Aşırı tepki mi verdim? Laura ayağa kalktı ve gitti, ben de sandalyede onun yerini alıp yatak odasının penceresinden dışarı baktım. Dışarıda okçu görmedim ama bu hiçbir anlam ifade etmiyordu. Sovieshu'nun adamlarının bölgeyi izlerken kendilerini gizlediklerinden emindim.

Bakışlarım boş gökyüzüne sabitlenmişken aniden oturma odasından bir ses duydum. Pencereyi kapatıp dışarı çıktığımda Sovieshu'nun hizmetkarlarından birinin oturma odasında elinde yemek arabasıyla durduğunu gördüm. Üzerinde gümüş kapaklı büyük, yuvarlak bir tabak vardı. Kontes Eliza ve Laura onun yanında duruyorlardı.

"Neler oluyor?"

Kontes Eliza'ya döndüm ama hizmetçi hemen onun yerine cevap verdi.

"Majesteleri İmparator bunun size teslim edilmesini emretti."

"Yemek mi bu?"

Neden bu kadar aniden? Hizmetçi gülümsedi ve tabağı açtı.

"Evet."

Tabağın üzerinde kızarmış bir kuş oturuyordu. Kapak açılır açılmaz baharat aroması havaya yayıldı.

"Vay! Lezzetli görünüyor!"

Remarried Empress (Yeniden Evlenen İmparatoriçe) TÜRKÇE ÇEVİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin