"Evet?"
Prens Heinley sert bir şekilde Rashta'ya döndü ve gözleri sarktı. Perişan görünüyordu.
"Bana söyleyecek bir şeyiniz yok mu?"
Sesi uysallıkla titriyordu. McKenna neden bu kadar çok insanın Rashta'ya aşık olduğunu anladı. Yüzünde ona bakanın kalbinde acıma uyandıran bir şeyler vardı.
"Yok."
Ancak Heinley'nin sesi düz bir monotondu ve McKenna uyarıda bulunur gibi tısladı. Rashta'nın zedelenmiş itibarına rağmen, İmparator tarafından hala oldukça seviliyordu. McKenna, Heinley'nin perde arkasında onun hakkında ne söylediğini umursamazdı ama prensin onun önünde dikkatli olması gerekiyordu...
Ancak Prens Heinley bunu tamamen göz ardı etmiş görünüyordu.
"Bana söyleyecek bir şeyiniz yok mu? Bence vardır."
Rashta'nın büyük gözleri parladı ve yaşlarla doldu. McKenna ne olacağını biliyordu. Prens Heinley rahat ve uyumlu görünebilir, ancak bir anda soğuk ve korkutucu hale gelebilir. Prens Heinley'in soğuk bakışları yoğunlaştı ve korkmuş görünen Rashta ağlamaya başladı.
"Sen harika bir adamsın."
McKenna bu sözlerin ağzından çıkmasını beklemiyordu. Rashta kara gözleriyle Prens Heinley'e baktı, ifadesinde en ufak bir korku izi bile yoktu. Tam tersine derinden etkilenmiş görünüyordu. Böyle soğuk bir tavra kim tepki gösterdi...?
McKenna'nın kaşları onun alışılmadık davranışı karşısında inanamayarak çatıldı ve Prens Heinley de şaşkınlıkla kaşlarını çattı. Rashta tek eliyle gözlerini silerken utangaç bir gülümseme sergiledi.
"Üzgünüm. Rashta'nın ani ağlamasından utanmış olmalısın."
"..."
"Söylenti yayıldıktan sonra insanlar Rashta'ya korkunç davranmaya başladı. Eskiden tatlıydılar ama şimdi gülüyorlar ve Rashta ile dalga geçiyorlar."
Koluyla gözyaşlarını silmeyi bitirdi ama kolunu indirir indirmez tekrar boğuldu.
"Ama Rashta'ya aynı şekilde davranan tek kişi Prens Heinley... elbette aramız iyi değil ama Rashta çok etkilendi..."
Rashta ağladığında insanların onu koruma dürtüsü daha da güçleniyordu. Bazı soylular diğer soylulara yalnızca nezaketle davrandı ve daha düşük statüdeki insanlara tepeden baktı. Muhtemelen aynı kişiler Rashta'yı fena halde küçük düşürmüşlerdi.
"Anlıyorum."
Karşısındaki acınası manzaraya rağmen Heinley soğuk bir resmiyetle konuşmaya devam etti. Onun durumu hakkında hiçbir fikri yokmuş gibi görünüyordu, kol saatini kontrol etti ve "Eh, bu kadar yeter" dedi ve başka bir şey söylemeden uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remarried Empress (Yeniden Evlenen İmparatoriçe) TÜRKÇE ÇEVİRİ
Historical Fiction''Boşanmayı kabul ediyorum.'' Sovieshu yarı rahatlamış, yarı pişman bir ifadeyle bana baktı. Maskaralık mı yapıyordu, yoksa samimi miydi? Şu ana kadar iyi bir meslektaş ve mükemmel bir imparatoriçeydim. Hiç kavga etmemiştik; ta ki o onu getirene kad...
