Sovieshu bir an bana baktı, sonra güldü.
"Ne demek istiyorsun? Vikont Langdel'in cezasını sürgün olarak değiştirmediğim sürece İmparatoriçe, Rashta hakkında kötü söylentiler mi yayacak?"
"Hayır. Sadece bir rapor hazırlamaya çalışıyorum. Ah, bir rapor olduğunu biliyor muydun?"
"Buna kanacağımı mı sanıyorsun?"
"Buna kanmak ya da inanmamak önemli değil. Sen Vikont Langdel ile kanunlara göre ilgileneceksin, ben de Leydi Rashta'yla kanunlara göre ilgilenmek istiyorum."
"Peki bunu nasıl yapacaksın?"
"Leydi Rashta, Düşes Tuania'nın itibarını sarsmak için yanlış bilgiler yaydı, Dük'ü kendisinden boşanmaya teşvik etti ve düşesin toplumdaki itibarını zedeledi. İnsanları satın alacak kadar saldırganlaştı. Bunun için hapse atılıp kırbaçlanması gerekiyor..."
"!"
"...ve ben bunu yaparım."
Sovieshu'nun bakışları insanın derisini acıtabilir. Önerimi gerçekten mantıksız bulmuş gibi görünüyordu.
"Rashta'dan ne kadar nefret etsen de, onu öldürmeye çalışan birini nasıl savunabilirsin?"
Sovieshu bana gök gürültüsü gibi bir yüzle baktı.
"Onuru kasıtlı olarak yok edilen birini savunuyorum, tıpkı senin gibi."
"Bunlar eşdeğer mi? Rashta'nın yaptığı şey sosyetede yaygın yapılan bir şey."
"Madem öyle, Rashta mahkemede yargılandığı zaman herkes bunu anlayışla karşılayacaktır. Sonuçta, bu sosyetede çok yaygın."
"Bunu söylemen için..."
Sovieshu derin nefesler alarak arkasını döndü. Biraz sakinleştikten sonra hızla bana döndü.
"İmparatoriçe'nin hiç merhameti yok mu?"
"Var. Bu yüzden Vikont Langdel'i kurtarmaya çalışıyorum."
"..."
"Sana bir soru sorabilir miyim?"
Sovieshu cevap vermek yerine bana dik dik baktı ve ben de soru sorarcasına kaşlarımı kaldırdım.
"İmparator, sadece Rashta'ya mı şefkat duyuyor?"
"Ne?"
"Bana her zaman 'Leydi Rashta için üzülmüyor musun?' diye soruyorsun"
Bunun sert bir tepki olması gerekiyordu ama Sovieshu hemen cevap vermedi. Ona duyduğu sadece şefkat değildi.
Bir süre sessizce birbirimize baktık. Sovieshu kendisiyle iç çatışma içindeymiş gibi görünüyordu. Bana kızgındı ve Rashta'nın kırbaçlanmasını istemiyordu ama aynı zamanda Vikont Langdel'i de cezasız bırakmak istemiyordu...
"Tamam, öyle olsun."
Uzun bir tartışmadan sonra Sovieshu nihayet teslim oldu. Ancak bir şekilde zaferimden memnun değildim.
"Bir şartım var."
"Söyle."
"Rapor. Onu bana ver."
"Vikont Langdel sürgün edildikten sonra onu sana vereceğim."
Olabildiğince sakin bir şekilde cevap verdim. Sovieshu'nun çenesi gerildi ve ardından masasındaki zili çaldı. Kapı açıldı ve içeri bir sekreter girdi.
"Vikont Langdel'in cezasını değiştireceğim. İdam edilmeyecek, sürgün edilecek."
Sovieshu beklentiyle bana kaşlarını kaldırdı. Cevap vermek yerine saygıyla eğilip ofisten çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remarried Empress (Yeniden Evlenen İmparatoriçe) TÜRKÇE ÇEVİRİ
Historical Fiction''Boşanmayı kabul ediyorum.'' Sovieshu yarı rahatlamış, yarı pişman bir ifadeyle bana baktı. Maskaralık mı yapıyordu, yoksa samimi miydi? Şu ana kadar iyi bir meslektaş ve mükemmel bir imparatoriçeydim. Hiç kavga etmemiştik; ta ki o onu getirene kad...
