Sovieshu hakkında soru soracağını düşünüyordum. Ya da belki Prens Heinley veya Vikontes Verdi.
Düşesi sormasını beklemiyordum.
Neden o? Rashta'ya baktım ve o da kısık bir sesle cevap verdi.
"Düşes Tuania hafifmeşrep* bir kadın mı?"
*hafifmeşrep: davranışları, içinde bulunduğu toplumun ahlak anlayışına uymayan kadın.
Yanlış duyduğumu sandım. Hafifmeşrep mi?
"Bu kelimeyle ne demek istiyorsun?"
Ona kaşlarımı çatarak baktım ve o da dikkatlice yüzümü inceledi.
"Keyfinizi mi kaçırdım?"
"Düşes Tuania iyi bir insan ve iyi bir arkadaştır."
"Şey..."
Rashta ellerini birbirine çevirerek tereddüt etti.
"Düşes Tuania'nın yanında her zaman erkekler var."
"?"
"Düşes de erkeklerin ilgisinden hoşlanıyor gibi görünüyor. Evliyken böyle davranmasına izin veriliyor mu bilmiyorum."
Utanarak baktı, sonra itiraz edercesine ellerini salladı.
"Rashta kötü bir şey için sormuyor. Rashta anlamadığı için soruyor."
"Düşes Tuania, hem erkekler hem de kadınlar olmak üzere herkes arasında popüler."
Bana inanmıyor gibiydi.
"Ama partiler de her zaman erkeklerle birlikteydi..."
İç çektim. Anlamadığı için mi bana soruyordu? Benim açımdan bu daha kötüydü. Ne dediği hakkında bir fikri olsaydı daha iyi olurdu ama bilgisizliğinden soruyorsa istemeden birinin itibarını zedeleyebilirdi. Neyse ki bu soruyu yalnız ikimiz varken sormuştu.
"Bu sadece partilerde böyle görünüyor çünkü erkekler ve kadınlar dans etmek için bir araya geliyor."
"Ah..."
"Düşes Tuania'nın hiçbir sorunu yok, o yüzden bundan sonra böyle bir şey söyleme."
Rashta küçük bir "evet" dedi ve ben de arkamı dönüp batı sarayına doğru yürüdüm. Ancak odama dönüp nedimelerimle konuştuktan sonra bile Rashta'nın tuhaf sorusu içimi kemirmeye devam etti.
'Neden Düşes Tuania'yı sorsun ki?'
Şu anda Rashta toplumda sevilmiyor ve dışlanıyordu. Sosyetede popüler olan Dük Elgy onun yanında yer alsa da imajını yeniden inşa etmek kolay olmayacaktı. Eğer dikkatleri dağıtmak için dedikodu çıkarmaya çalışıyorsa...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remarried Empress (Yeniden Evlenen İmparatoriçe) TÜRKÇE ÇEVİRİ
Historical Fiction''Boşanmayı kabul ediyorum.'' Sovieshu yarı rahatlamış, yarı pişman bir ifadeyle bana baktı. Maskaralık mı yapıyordu, yoksa samimi miydi? Şu ana kadar iyi bir meslektaş ve mükemmel bir imparatoriçeydim. Hiç kavga etmemiştik; ta ki o onu getirene kad...
