ÇOK ÖZEL BÖLÜM 2

3.6K 300 27
                                    

Edward sabah uyandığında sinirle yemek masasına oturdu.

Andrew meraklandı. "Noel sabahı için fazla mutlusun?"

Edward,"Dün Arthur ve Almira biz uygunsuzken odaya girdiler."diye fısıldadı ağabeyine. "Ben Güneş 'in üstündeydim." Ciddiyeti anlasın diye. "İkimizin de kıyafetleri yerd-"

Andrew,"Yetmez mı sence Edward?"diye gözlerini belerterek donakalmış karısına döndü,"Gelmiş ne anlatıyor ya."

Bilge,"Harbiden Edward, umarım çocuk sizi çıplak görmedi?"dedi.

Güneş masaya gelmeden bu konu kapanmalıydı. "Görmedi, ama neredeyse görecekti!!"

Edward sinirle nefesini verip,"Sinirlendim."dedi. "Arthur cidden çok sinir bozucu."

Andrew keyifle karısına baktı,"Şimdi anladın mı beni?"

Bilge kafasını salladı ve,"Kesinlikle anlıyorum."dedi.

Güneş ve yardımcıları küçük çocuklarıyla geldiğinde Andrew en küçük yeğeni  ve aynı zamanda adaşı olan Andrew'i kucağına alarak,"Amcam,"dedi keyifle. Küçük Andrew kahkahalarla tokatlarını amcasının göğsüne vurup güldü. Andrew gülümsedi.

"Can parem," Küçük Andrew tüm bebeklerden, hatta büyüklerden bile erken uyanmıştı. "Aferin işte hep böyle erken kalk."

Olivia gülümsedi, Bilge,"Edward Piero duymasın ama bunun bebekliği sanki daha tatlı."diyince Edward göz devirdi,"Kocanın ismi ya ondandır."

Güneş güldü. Bilge'nin Edward'ı sinir etmek için dediğini biliyordu. O yüzden arkadaşına alınmayı tercih etmiyordu.

Andrew,"Hayır,"diyerek yeğenini kokulu kokulu öptü ve Andrew çığlıklarla kahkaha attı. "Hayır yakışıklı çünkü bu babasına değil bana benziyor banaa,"

Edward,"Andrew,"dedi oğluna sesleniyordu. "Derhal babana geliyorsun."
Küçük bebek babasına bir saniye bakıp tekrar amcasına döndü ve göğsüne eğlendiğini belli eden seslerle birkaç tokat attı.

O sırada Madam Hawkins kucağındaki Evans'ı getirdiğinde minik bebek şaşkınlıkla babasına bakıyordu.

Bilge oğlunu Madam'dan alarak,"Oluşummm,"dedi komik bir şekilde.

Evan gözünü hiç kırpmadan babasına bakarken Bilge oğlunun yanaklarını öpüyordu.

Andrew bir an kafasını kaldırıp oğluna bakmak istediğinde renkli gözlü oğlunun sert bakışları ile karşılaşınca dudağını ısırdı.

Edward gülmeye başladı,"Andrew, yine avcı tarafından gözetim altında,"

Andrew,"Evan?"dedi sevgiyle,"aslanım?"

Evan kafasını kaldırıp ona yukarıdan bakan annesine gülümseyince Andrew,"Hay sikeyim ya,"diyerek bebeği Edward'a verdi.

Edward bebeğini aldığı gibi koltuk altlarından tutarak bebeği havaya ve tek kaşını kaldırıp,"Lan sen beni niye dinlemiyorsun şerefsiz?"diye hesap sordu.

Bebek Andrew, keyifle gülümserken babasına Edward'ın içi eridi resmen.
"Bir kere bu çocuk sana asla benzemiyor,"dedi aşkla oğluna bakarken,"Sen bebekken sadece somurtur ve ağlardın."

Andrew kardeşine masanın altından tekme atıp Evan'a bakmayı kesmedi. "Evan bana iki gündür bir şey anlatmaya çalışıyor ama bir türlü anlayamadım Bilge."dedi karısına. "Sadece bu duruma çok içerlediğimi bebeğe iletmek istiyorum."

Evan annesine gülümseyince Andrew,"Evan,"dedi hüzünle. "Oğlum baba da burada."

Evan, annesinin diğer tarafına kucağında küçük Andrew ile oturan Güneş 'e şaşkınlıkla baktıktan sonra annesinin kucağında ona uzanmaya çalışan Küçük Andrew 'in eline vurup bebek sesleriyle ona kızdı.

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin