Bölüm 128

925 136 55
                                    


Ertesi gün Andrew her zamanki gibi erken kalkmıştı. Gece de oynaşamamışlardı.

Neyse.

İşlerini erkenden halledip malikâneye geldiğinde Bilge ile Atilla'nın kavga ettiğini görüp güldü.

Bilge de Atilla da kaşlarını çatmıştı. Bilge,"Ye şunu."dedi Olivia 'nın uzattığı kaşığı gösterirken. Atı çatık kaşlarla kafasını iki yana salladı.

Bilge,"Atilla elma elma!"dedi sert sesiyle. "Zehir değil, elma püresi!"

Atilla, ağzına uzatılan kaşığa vurdu. Elma püresi her yere döküldü ve Olivia dudağını dişledi.

Bilge,"Atilla."dedi. "Döverim seni. Bak ben çok akıllı bir insan sayılmam."

Bu yalandı,

Bebeğe asla vurmazdı.

Andrew şaşkınlıkla gülümseyerek sessizce izlemeye devam etti.

Atilla dudağını büktü ve aniden dolan gözleriyle derin derin nefesler almaya başladı.

Bilge gözlerini belerterek,"Hayır, hayır, hayır,"dedi.

Omuzlarını düşürdü ve,"Tamam Olivia teyze. Et getirin."dedi. Atilla aniden gülümsedi ve ellerini birbirine çarptı.

Andrew kahkahalarla bahçe kapısında beklemeyi keserek dışarı çıktı ve karısının yanına ilerledi.

Atilla"Baba!!"dedi mutlulukla.

Andrew oğluna eğilip yanağından öperken,"Artık bir yaşındasın Ati."dedi.

Atilla ellerini alkışlarla çarparken,"Ati, ati,ati,"dedi. Andrew gülümsedi. Oğlunu oturduğu sandalyeden kucağına alarak,"Ati, Ati."dedi.

Atilla babasının yanağına dudağını yapıştırıp öpmeye başladı.

Andrew güldü.

Derken Atilla birden dudağını öptü.

Andrew yüzünü ekşiterek kafasını geri çekti. Andrew bebeği direkt Bilge'ye verip dudağını sildi.

"Lan Atilla ikimiz de erkeğiz."

Bilge kahkahalarla gülmeye başladı."Dersin seni ters çevirip s-"

Cümlesini Andrew'in şaşkın sinirli bakışları kesti.
Boğazını temizledi,"Öyle işte." Mırıldandı. "El kadar bebek cinsiyetleri nereden bilsin?"

Andrew,"Gözü de mi görmüyor?"diye sordu. "Benim cüsseme bak senin cüssene bak."

Bilge şaşırdı,"Abartma."dedi. "Bir yaşında."

Andrew göz devirdi,"Neyse ne."

Kucağındaki tombul oğluna baktı Bilge,"Ben öperim seni Atilla."dedi. Oğlunun tombul yanağını, gıdısını, alnını, en son da dudağını öptü.

"Oyş, köfte dudak."dedi bir tane daha öptü.

Andrew dudağını memnuniyetsizce tekrar sildi. "Tamam sana koşulsuz sevgi verdik de bir yere kadar."

Süleyman yanlarına vardı. "Beni de dudaktan öpmeye çalıştı poposuna vurdum bana vurdu."

Gracia kahkahalarla,"Allah'ım Allah'ım."dedi.

Andrew birden yaşlı kadına döndü.

Resmen LEYDİ FİONA karşısındaydı.

"LEYDİM,"dedi. "Siz Hristiyan mısınız?"

Gracia utandı. Kafasını iki yana salladı,"Ben Bilge doğana kadar Anglikan'dım Lord Andrew."dedi. "Bilge ile şehadet getirdim."

Andrew ceketini düzelterek"Ne acı."diye fısıldadı ve,"Bugün birçok misafirimiz var."dedi hemen.

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin