Özel Bölüm

1.5K 147 57
                                    

"Nine!"dedi Alfonso ağlayarak. "Yalvarıyorum sana Matilda ile git." Tombul ve kırmızı yüzü terden ıslanmıştı.

Nine,"Ölürüm yine de gitmem!"diye bağırdı bastonunu yere vurarak. "Asla ve katta!"

Tıpkı ağabeyi gibi toplu bir vücuda sahip ve onun gibi aşçı olan Matilda fiyonklu şapkasını çıkartarak,"Neden böyle inat ediyor?"diye sordu.

Olivia,"Çünkü,"diyerek mutfak tezgahına yaslanmayı kesti. "Lordlara hayran kaldı." İçinden ekledi.

Sapık.

Alfonso,"Bizim kellemizi aldırtacak manyak karı ya!"diye ciyaklayıp ağlamaya başladı. "Onları asla bırakmam!"diye çığlık attı yaşlı kadın.

Alfonso,"Evliler Nine onlar!"diye ciyakladı sinirle. "Yeter ya! Heriflerin bir sürü çocuğu var!"

Olivia göz devirdi. "Çocukları olmasa yüz yaşındaki kadına mı bakacaklar sanki Alfonso sen de ya!"

Nine buruşuk yüzünü ekşitti ve,"Sus sen!"diye bağırdı Olivia 'ya. "Bu yaşımla bile o memesiz kızdan iyiyim!"

Olivia gözlerini belerterek Alfonso'ya,"Bilge'ye laf mı ediyor bu?"diye sordu. "Alfonso yemin ederim yaşını doldurmuş olmasını önemseme-"

Bilge mutfağa girerek sözünü kesti Olivia'nın.

"Lütfen, tamam. Boşver Olivia." Nineye baktı,"Sen, buruşuk sapık,"

Nine,"Ne var gudubet surat?"diye sinirle kızdı.
"Benimle geliyorsun."

Omuz silkti. Seni evlendireceğim."

Nine merakla sordu,"Kıymetlim ile mı?"

Bilge kızdı,"Kocama kıymetlim diyip durma nine. O bana ait."
"Hadi be oradan."dedi Nine.

Bilge oflayarak,"Nine,"dedi. "Kalkmazsan askerleri çağırıp seni kucaklamalarını emredeceğim."

Nine İtalyanca küfür etti ve kafasını başka tarafa çevirip,"Eşeğin siki."dedi.

Alfonso,"Mio dio!"diye bağırıp fenalık geçirirken Olivia,"Düzgün konuş be!"diye çıkıştı.

Bilge güldü. "Sorun yok," Bilge bir soylu değildi. Küfür severdi. Nine,"Bir şartla gelirim."dedi. "Kıymetlim ve sarı çıtır beni öpecek."

Bilge,"Taktı benim kocaya."diyerek güldü. "Tamam. Öpecekler. Kalk gel."
Nine kafasını iki yana salladı. "Öpecekler!!"

Bilge oflayarak,"Bekle,"dedi kabaca. "Getireyim."

*

"Siksen öpmem."dedi Andrew. Edward sadece yüzünü buruşturmuştu ve nefes alamıyordu. "Benim Güneş 'tn sonra elime kadın eli değmedi."

"Sikseniz öpmem."diyerek kafasını iki yana salladı Andrew tekrar. Bilge oflayarak,"Yanaktan öpeceksiniz ya ne naz yaptınız?"dedi ve,"Lütfen, bak kadın çok yaşlı. Çocuk gibi olmuş görmüyor musun?"dedi.

Andrew,"Sevgilim,"dedi karısını kendisine çekerek,"Bu kadın benim çocuğum değil, benim ninem değil, herhangi bir bağım yok." Bilge kafasını salladı. Andrew devam etti. "Niye ona bu kadar içten yardım edeyim ki?" Gözlerini açtı ve,"Ben niye tanımadığım bir kadını öpeyim ki?"

Edward yüzünü iyice ekşitti. "Balık çorbası gibi kokuyor."

Andrew kafasını salladı,"Üç gün boyunca güneşte bırakılmış balık çorbası gibi."

Edward devam etti. "Üzeri küf tutan cinsten."

Andrew karısının yanağına aniden bir öpücük kondurdu. "Anlayacağın olmaz."

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin