ÖZEL Bölüm

1.6K 153 27
                                    

Saraydan çıkan yirmi sekiz cesetten sonra kendisine gelemeyen Bilge Londra'nın puslu, nemli ve son derece soğuk gecesinde bahçede durmuş gökyüzüne bakıyordu.

Üşüyordu ancak bunu düşünmek şu an yapabildiği bir durum değildi.

O muazzam gökyüzü manzarasını izlerken karısını arayan ancak bir türlü bulamayan Andrew gergindi.

Yemekteki o kaostan sonra Bilge susmuş sonra da konuşmamıştı.

Bir o yana bir bu yana bakıyordu.

Karısını bulmalı ve her şeyin iyi olduğundan emin olmalıydı.

Bilge gözlerini yumarak derin bir nefes almaya çalıştı.

Açtığında karşısında gördüğü kişi kesinlikle beklediği kişi değildi.

Gözlerini birkaç kere açıp kapattı yetmedi yüzündeki makyajı önemsemeden ovuşturdu.

Ancak o gitmemişti.

"Merhaba Bilge,"

Bilge kafasını iki yana salladı.

Halüsinasyon görüyordu emindi.

"Merhaba sevgilim," Bilge yüzünü buruşturup,"Sen gerçek değilsin."dedi.

Theodore kahkahalarla gülerek yanına oturdu. "Senin 1836 yılında olmanla benim yanında olma olasılığım aynı." İç çekti,"Tek bir farkla."

Bilge adamın teninden gelen soğuklukla ilk defa üşüdü.

"Neymiş o fark?" Sert ve inanmaz konuşuyordu. Yanına oturan adamla biraz uzağa bile kaymıştı.

"Sen hem ruhun hem bedeninle buradasın benim bedenimi ise orospu çocuğu kocan köpeklere yedirdi."

Bilge'nin şimdi de midesi bulanıyordu.

"Sen bir hayal ürünüsün."dedi. "Bu gerçek değil." Theodore iç çekti,"Daha neye inanmak istersen."

Bilge,"Ne istiyorsun?"diye sordu hüzünle. "Yetmedi mi bana yaşattığın travma?"

Theodore,"Yetti."dedi. "İsteyerek yaptığım herhangi bir şey yoktu." Kehribar gözleri acı içinde ona baktı,"Ben çok acı çektim."

Bilge kafasını iki yana salladı,"Siz, hepiniz suçlusunuz. Madur edebiyatı yapmamalısın."

Theodore,"Kocan bugün on yedi kişiyi gözünün önünde katletti."dedi. "O suçlu mu peki?"

"Vatana ihanetin cezası idamdır." Bilge son derece soğuk kanlı bir cevap verdi. "Ben kocamı tanıyorum hak etmedikleri herhangi bir şeyi onlara yaşatmazdı."

Theodore alayla güldü. "Diana'nın tek suçu o piçe deli gibi aşık olmaktı."

Bilge dişlerini sıktı,"Diana katmerli bir sürtüktü."

"Hayır güzel şey, o dediğin Jennifer'dı. Diana süzme salak bir aşıktı."

Bilge göz devirdi. Theodore iç çekti,"Anneni özledin mı?"

Bilge'nin zaten dolmak için bahane arayan gözleri parıl parıl parladı.

"Bazı yaralar iyileşmez Bilge,"dedi Theodore. "Bazı yaraları iyileştiremezsin."

Bilge'nin gözlerinden yaşlar akarken kafasını iki yana salladı. "Ben deliriyorum sanırım," derin bir nefes alıp burnunu çekti. "Gerçek olmayan bir hayal ile konuşuyorum."

Theodore küfür etti,"Senin sorunun kabul edememek." Ayağa kalkıp bağırdı,"Buradayım!" Göğsüne vurdu. "Senin yanındayım!"

Bilge yutkundu. "Madem öyle," nefes alamadı, yüzü hüznüyle buruşmuş ağlıyordu,"Neden annem değil de sen geldin yanıma!" Öfkeyle bağırdı. "Neden o değil!" Boğazındaki tüm damarlar aniden belirginleşti, Bilge'nin canı acıdı. "Neden sen!"

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin