Bölüm 96

1K 142 27
                                    

Bilge koşar adım kocasının yanına giderken koridorda gördüğü Alfonso'ya,"Kıvırmadan yürü!"diye konuştu ve öylece yanından geçip gitti.

Alfonso durup gözlerini belerterek,"Ninemin kör gözleri!"diye bağırdı. Madam Hawkins ve Olivia kahkaha atarken tombul aşçı,"Signora ben yürürken kıvırıyor muyum?"diye Madam'a sordu.

Bilge bir haftadır hiç fabrikaya, ofise, köylüleri izlemeye gitmeyen kocasını evin içinde bulmaya çalıştı.

"Kocam nerede ya!"diye bağırdı bulamayınca.

Andrew bu sızlanmayı duydu ve Atilla ile birlikte dışarıdaki kedi ile köpeği sevmeye devam etti.

"Andrew!"diye bağırdı Bilge. "Başım döndü!!"

Genç adam güldü Atilla'yı önündeki büyük köpeğin sırtına oturtup düşmesin diye tutmaya devam etti. Atilla kıkırdayarak kafasını kaldırdı ve babasına baktı.

Bilge,"Aha!"dedi. "Şişkonun sesini duyuyorum." Onu bir haftadır eğlendirmeye çalışıyordu.

Andrew,"Ati, bir susmadın."diye homurdandı.

Bilge bahçeye çıktığı gibi köpeğin sırtında oturmuş bebeği görünce,"Düşer müşer yapma Allah aşkına."dedi.

Andrew gülerek oğlunu aldı siyah köpeğin sırtından,"Midilliyi getirin."diye emir verdi.

Oğluna midilli almıştı.

Bilge gözlerini belerterek,"Nee?"dedi heyecanla. "Hadi canım!"

Andrew gizlemeye çalıştığı tebessümüyle,"Neden bizi arıyorsun?"diye sordu.

Kahverengi midilli o sırada ahırda hazırlanmaya başlandı.

Bilge,"Gel önce bir oturalım."diyerek kirpiklerini kırpıştırdı. "Sonra anlatayım."

Andrew tek kaşını kaldırıp kızın kolunu tutmasını ve onu sürüklemesini izledi. "Hayırdır Bilge?"

Bilge kocası ve oğlunu üçlü bahçe koltuğuna oturtup yanına geçti. "Biliyor musun bugün canım çikolata ve süt çekti. Resmen aşerdim."

Andrew anlamadı. "Ne?"

Bilge onun yüz ifadesini görünce "Aşermek ne bilmiyorsun değil mi? "dedi

Andrew kafasını salladı. Bilge iç çekti," Hamile kadınlarının yeme isteği. Büyükler kadın değil bebek istiyor der."

Andrew şaşırdı. "Bebeğin canı süt ve çikolata mı istedi?"

Bilge,"Evet."dedi. Andrew,"Jack!"diye bağırdı hemen. Jack bahçe kapısından onlara doğru koştu,"Emredin Lordum."

"Leydinize siktiğimin Hollanda Birleşik Krallığından getirttiğim çikolatalardan getirin."

Bilge güldü,"Yedim Andrew ben. Teşekkür ederim."

Atilla babasının kucağından Bilge'ye gitmek istedi. Andrew, "Ati o bir tane taşıyor zaten. "diye homurdandı.
Bilge aldı oğlunu. "Andrew ben seni şeyden arıyordum. "dedi sonunda konuya girerek.

Andrew alayla, "Hah, bende bunu bekliyordum. "dedi. "Ne diyeceğini de az çok tahmin ediyorum da neyse. Dinliyorum leydim,"

"Natalie'yi gönderme kararı almışsın." Yutkundu. "Neden?"

Andrew gözlerini yumdu ve iç çekti, "Yapamıyorum çünkü Bilge. Kahroluyorum." Sonra gözlerini açtı. "Ve onu Jennifer 'a yollatmıyorum. Amcamın yanına gidecek. Bundan sonra İrlanda'da yaşayacak. Burada olmaz. Ben," iç çekti, "Yapamıyorum."

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin