Bölüm 35

1.7K 150 8
                                    

Andrew içeri girecekken Dr. Watson'un,"Lordum,"diye aniden sesini yükselterek ona engel olmasına kaşlarını çattı.

Andrew Eli kapının tokmağında Watson'a döndü. "Buyrun Watson?" Tek kaşını kaldırdı.

"Leydimiz, Sherlock ile yalnız konuşmak istedi, diler-"

Andrew'in yüz ifadesi, sıktığı dişleri, yumruk yaptığı ve kulpu tuttuğu elinin beyazlaması nasıl sinirlendiğini gösteriyordu.

Ne Watson'un dediklerini,
Ne de Bilge'nin tek konuşma isteğini gördü ve sinirle odaya girdi.

Sherlock ile kız aynı anda Andrew 'e baktılar.

Andrew'in gözleri ise ikisi arasında mekik dokudu. Yakın durmuyorlardı ki dursaydılar ünlü dedektifi oldürebilirdi.

"Bilge,"dedi gergin ve merakla. "İyi misin sevgilim?"

Bilge kaşlarını çatarak kafasını adamdan çekti,"İyiyim."dedi. "Dostum dedektif ile Alkan beyliği hakkında konuşuyorduk. İzin verirseniz,"

Andrew kafasını iki yana salladı,"Vermiyorum,"dedi. "Karımı merak ediyorum. işte bu yüzden izin vermiyorum."

Bilge sabır çekti içinden. "Evet baya düşünüyorsunuz lordum." Yattığı yerden doğruldu ve Sherlock 'a,"Teşekkür ederim dedektif,"dedi.

**

Andrew, Sherlock'un sırtını sertçe duvara yaslayarak,"Beni zorlamaya başladığını,"yakasına yapışmıştı. "Görmüyor musun böyle!"

Sherlock gülümsedi. Usta bir dövüşçüydü, tıpkı Andrew gibi.

Ancak Andrew 'e vurmayacaktı.

Yani en azından şimdilik.

"Bağışlayın lordum, ne yaptığımı bilmiyorum."

Andrew burnundan soluyordu. Hafif geriye çekilip Sherlock'a kafayı vurdu ve yakasını bırakıp,"Bilge ile ne konuştuğunu söyle."diye homurdandı.

Sherlock yere düşmüş acıyan burnunu eliyle kanıyor mu diye kontrol ediyordu.

Evet, kanıyordu.

Oflayarak ayağa kalktı ve ona nefretle bakan Andrew 'e,"Sen neyin derdindesin?"diye konuştu. "Karını benden mi kıskanıyorsun?"

Andrew sıkıntıyla ellerini saçlarından geçirip,"Korkuyorum!"diye bağırdı. "Anlamıyor musun korkuyorum!"

Sherlock şaşırdı,"Sen korkuyorum mu dedin?"yüz ifadesi eminim ki komikti.

Lord Andrew korktuğunu söylemişti.

"Evet!"diye kükredi Andrew ve önündeki sehpaya tekme atarak duvara uçurdu.
"Gider diye korkuyorum Sherlock!"

Sherlock şaşırmadı,
Biliyordu,
Şaşırıyor gibi yapmak onun huyuydu.

Ama unutmayın ki,
Sherlock her şeyi bilirdi.

"O zaman git ve karına sımsıkı sarıl Andrew,"dedi birden tüm resmiyeti bir kenara bırakıp. Kıza git, adama tut demişti.

İşte,
Bu,
Tam da,
Sherlock Holmes'a yakışacak bir hareketti.

Andrew kafasını salladı,"Bilge'nin etrafında gezinmeyi kes sen de." Önemsiz bir şey der gibi davrandı ama alalen tehdit ediyordu.

**

Genç lord, merdivenleri çıkarken aşağı inen karısına merakla baktı ama Bilge o yokmuş gibi davranıyordu.
Öylece yanından geçip gidince,"Bilge!"diye seslendi.

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin