Bölüm 57

1.2K 117 5
                                    

Bilge gece gördüğü bir rüyanın etkisinde kalmıştı.
Tüm gün hüzün dolmuş, düşüne düşüne kendisini şişirmişti.

Atilla beşikte uyuyor, o ise odadaki uzun koltukta etekleriyle beraber bcaklarını uzatmış kitap okumaya çalışıyordu ancak kafasını bir türlü kitaba veremedi.

Bilge bazen kederle doluyordu. En çok da Atilla'ya 'anneciğim' dediği zaman.
Ne zordu annesizlik.
Yirmi altı yaşındaydı ama hala altı yaşında gibi annesi için ağlar hiç gocunmazdı.

Babası buradaydı ancak çok uzaktaydı.

Çok uzakta.
En hızlı bir haftadan bile fazla süren mesafeydi.

Bugün balo vardı,
Andrew öyle demişti.
Yarın geceki balo...
Hiç modunda değildi. içinde büyük bir sıkıntı vardı, kötü şeylerin olacağını düşünüyordu.

Bunu istemiyordu.

Her ne kadar o güzel dış korseyi giymek istese de baloya gitmek istemiyordu.

Odanın kapısı aniden açılınca yerinde doğruldu. Ayaklarını indirip eteğini düzeltti.

Andrew kızın hâlâ günlük kıyafetlerle oturduğunu görünce,"Leydim?"dedi. "Neden hazırlanmadın?"

Bilge,"Atilla geç uyudu."diye yalan söyledi. Durgundu, halsiz ve mutsuz görünüyordu.

Andrew içeri girerek,"Neyin var Bilge?"diye sordu.

Bilge iç çekti. Gözleri dolunca kafasını yana çevirip camdan aşağı izlemeye başladı.

Andrew yanına gitti, koltukta yanına oturdu. Merakla tekrarladı. Bilge'nin yüzünde rengi atmıştı. "Neyin var?"

"Annem yok,"dedi Bilge hüzünle adama bakmadan. "Annem nerede?" Bilge annesinin yaşadığına nedense emindi,
Ama neredeydi?

"O,"diye iç çekti Andrew. "Onun cennette olduğuna eminim Bilge."

Bilge sinirle adama döndü,"Ben değilim."dedi.
Andrew anlamadı. "Bu da ne demek?"
Bilge gözünden akan yaşları silip burnunu çekti. Şimdi de öfkeliydi. "Onu dün rüyamda gördüm."dedi. "Beni uyarıyordu, onu bulmamı istedi. Babam gibi o da suikastten kurtulmuş olabilir Andrew, annem yaşıyor ve acı çekiyor olabilir." Burnunu çekti tekrar. "Annemi çok özledim ben."diyerek hüznünü yüzüne aniden yansıttı ve dudaklarını birbirine bastırarak yutkundu.

Andrew kızın bu haline dayanamayarak ona sımsıkı sarıldı ve kafasını göğsüne gömdü.

"Lütfen sevgilim,"dedi. "O sadece bir rüya,"

Bilge öfkeyle adamı itip gözünden yaşlar akarken,"Nasıl böyle dersin?"diye sordu acıyla. "Nasıl bu kadar basit görürsün?"

Andrew yanlış ne söylediğini bilmediği için,"Bilge,"dedi. "Basit görmüyorum, sadece diyorum ki bir rüya."

Bilge kafasını iki yana salladı ve elinin tersiyle burnunu silerek ayağa kalktı. "Annem yaşıyor."dedi. "Benim kraliçem, biriciğim, güzeller güzeli Gracie'm yaşıyor."

Andrew kızın bu haliyle ayağa kalkıp,"Tamam."dedi onu sakinleştirmek istiyordu. "Tamam, Leydi Gracie yaşıyo-"

Bilge öfkeyle adamın sözünü kesti,"Leydi deme anneme!"ellerini sinirle sallıyordu. "Gracie de, kadın de, anne de! Ama leydi deme!"

Leydi kelimesinden nefret ediyordu.

"Kadın diyemem. İstersen Gracie diyebi-"

"Anne de Andrew anne de!"dedi Bilge tekrar sözünü keserek. "O senin de annen, anne de lütfen anne de," tekrar sakinleşmiş ağlamaklı bakıyordu. "Annen o senin." Başını öne eğdi,"Sen benim kocamsın."

Andrew sıkıntıyla nefesini verip,"Sakin ol artık,"dedi. "Tamam anne, anlıyorum üzgünsün ancak birden çocuklaşmanın ne sana ne bana faydası olmuyor. ACINI ANLIYORUM. Korkunu da, endişeni de,"

Bilge burnunu çekti,"Anlamıyorsun,"dedi. "Anlamak istiyorsun ama saçma buluyorsun."

Andrew sinirlendi. "Aynen öyle, saçma buluyorum." Elini saçlarından geçirdi, "hadi giyin artık da gidelim Bilge."dedi.

"Neden saçma buluyorsun?"

Andrew kızın yüzüne bakınca mavi gözleri aydınlandı. Hüzün vardı şimdi gözlerde, saklanmaya çalışan, varlığını göstermek istemeyen bir hüzündü bu. "Çünkü,"dedi. "Uzaktan bakınca annesi yanında olan ben gibi dursam da küçüklükten beri bir annem olmadı. Anne sevgisi ne bilmiyorum, hatta seninle tanışana kadar, daha doğrusu Atilla doğup senin Atilla'ya olan sevgini görene kadar bir kadının çocuğunu sevdiğine dair bir inanışım yoktu. Sebebi belli, Leydi Rosa ve eski karım Jennifer. Anlayacağın Bilge, saçma buluyorum ama seni suçlamıyorum."

Bilge yutkundu. Andrew gözlerini kızdan kaçırarak,"Bir an önce giyin, şu siktiğimin maskeli balosuna gidelim."dedi.

Bilge korktu,"Kostüm balosu demiştin."

"Yanlış söylemişim o zaman hadi Bilge artık."

**

BU KISA OLDU KUSURA BAKMAYIN.

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin