Bölüm 47

1.4K 129 6
                                    

Bilge gözlerine inanamıyordu. Londra 'nın merkezine sonunda indiklerinde genç kız duygulanmıştı.

Kendi zamanında ilk Londra'ya gittiği günü hatırladı. Yüzündeki hüzünlü tebessüm Andrew'in dikkatinden kaçmamıştı.
"Bilge?"dedi şaşırıp. "Ne oldu?"

Bilge kafasını çevirip adama baktı,"Öyle gülümsedim."dedi. Kafasını tekrar çevirip karşısındaki büyük katedrali inceledi ve fısıldadı. "Aziz Paul Katedrali."

Andrew şaşkınlıkla,"Burayı biliyor musun?"diye sordu.

Bilge boğazını telaşla temizleyerek adama baktı,"Annem bir İngiliz." Omuz silkti. Güzel bir yalan bulmuştu. "Bana buraları hep anlatırdı."

Andrew askerlerin ayak seslerini duyunca daha fazla sohbete dalamayacaklarını anlayarak leydisine kolunu uzatıp,"Gir."dedi.

Onlar beraber katedralin içine, Olivia arkalarından Atilla ile geldi.

Bilge etrafına baktığında düğününden hatırladığı bir kaç kişiyi gördü. Ama kimseyle konuşmak istemediğini genç adama demişti. Bu nedenle Andrew her zaman bahsettiği soğuk Lord rolüne girmiş genç kıza,"Ben ne yaparsam onu yap,"diye fısıldamıştı.

Katedralin içine girdiklerinden beri herkes onları izliyordu.

Soğuk Lord'un soğuk Leydi'si.

Bilge,"Andrew,"diye fısıldadı ciddi kocasına bakarak. Andrew,"Önüne bak,"diye kızdı.

Bilge hızla dönerek,"Tüm leydiler çok yaşlı."dedi, resmen mırıldanıyordu.
Andrew,"Evet Bilge."dedi. "Lordlar da çok genç sayılmaz ama."

Bilge iç çekti,"En yakışıklıları sensin." Genç adam gülmek istedi ancak,"Şu an bu tarz konuşmaların yeri değil Bilge."diye kızdı.

Bilge homurdandı. Ve sadece susup katedralin devasa salonunda onlara ayrılmış yerde oturdu.

Kral geldi, konuşmalarını yaptı ve en öndeki yere, Andrew ve Bilge'nin önüne, yavaşça geçti.
Andrew'e kafasını çevirip baktı,"Leydinize kavuşmuşsunuz Lord Andrew."

Andrew soğuk yüz ifadesini bozmadan,"Evet Kral'ım."dedi. "Dediğim gibi ufak bir aile ziyaretine gitmiş, halasının hastalığı ile süre uzamıştı."

Kral gülümsedi,"Öyledir tabii." Önüne döndüğünde Bilge yanında kendisini kasan kocasına şaşırdı ve onun yumruk yaptığı eline yavaşça elini götürüp dokundurdu.
Maksadı destek vermekti. Ancak Andrew elini yavaşça geri çekmişti. Açıkçası Bilge bu harekete kırılmıştı, yine de konuşmadı ve tebessüm ederek rol yapmaya başladı.

Ve Papa geldi.
Yaşlı adam büyük bir haç kolye ucu kullanıyordu. Ayrıca elinde de kocaman tahta bir haç vardı.
Bir konuşma yaptı ve herkesi ayağa kalkmaya davet etti.

Hep beraber ayağa kalktıklarında Bilge boğazını temizledi ve bu yanında oturan Leydi Rita'yı çok rahatsız etmişti. Kızıl saçlı kadın kaşlarını çatmış bu yol yordam, görgü bilmeyen kızla yan yana oturduğu için kocası Dük Jacob'a lanet okuyordu.

Papa duasını ettikten ve herkes,'Amen' dedikten sonra Bilge yaptığı şeyden çok rahatsızdı.

Çünkü bu yaptığı yanlıştı.

O, 'amen' demedi.

Rita, sinirlendi.

O, dua esnasında etrafına bakındı.

Rita, şaşkındı.

Sonra tekrar oturdular ve tüm çocuklar sırasıyla vaftiz edildi.

Bilge şok içerisindeydi.

Çocuklara resmen travma yaşatıyorlardı.

Üç yaşında bir kız çocuğuna papa önce kadehinden eline döktüğü suyu yüzüne çalıyor dualar ediyordu.

Sonrasında ise kızı kucaklayarak yerdeki devasa kadeh şeklindeki mermerin içindeki suya soktuklarında küçük kız çığlıklar atıyordu.

Annesi, babası onu uzaktan gayet mutlu, gülümseyerek izliyorlardı.

Küçük kız bacakları girmesin diye ayaklarını havaya kaldırmaya çalışıyor ve ağlıyordu.

Yaş sırasına göre gitmişti Papa, büyükten küçüğe doğru. Bilge'nin yaptığı hesaba göre en son Atilla'ydı ancak öyle olmamıştı. Atilla üçüncü çocuk bittikten sonra çağrılmış, Olivia Papa 'ya olan saygısıyla başı yere eğik halde kucağındaki bebekle geçmişti yanına.

Bilge nefesini tuttu. Atilla'yı rahibeler diğer çocuklara yaptıkları gibi yavaş yavaş soymaya başladıklarında, genç kadının aklındaki tek düşünce,'Oğlum üşüyecek'ti.

Derken Atilla birden ağlamaya başladı. Bilge kaşlarını çatarak onları, olanları dikkatle izlemeye koyuldu.

Atilla'nın ağlaması yüzüne değen suyla arttı. Yaşlı Papa gülümsedi ve dualarla işine devam etti ve Bilge nefesini stresle tuttu.

Katedralde oğlunun sesi yankılanıyordu.

Andrew, kafasını çevirip kıza bakınca onun ne kadar streslendiğini ve üzüldüğünü görerek sakince elini tuttu.

Yapmaması gereken bir samimiyeti herkesin içinde yapmıştı. Umurunda değildi.

Rita şaşkınlıkla gözlerini belerterek kocasına kaş göz yaptı. Jacob,"Baba, oğul ve kut-" tam dua okuyordu ki onu dürten dirsekle olduğu yerden sıçrayarak Rita'nın gösterdiği yere baktı. "Lord Andrew,"diye şaşırdı fısıldayarak.

Sonunda Atilla'nın vaftiz töreni bitince Bilge ayağa kalkmak adına hamle yapacaktı ki Andrew kızın dizine, Bilge'nin tuttuğu eliyle kendi elini götürdü, bedenine baskı yaptı ve ona doğru yan bir şekilde eğilip fısıldıyarak,"Kıpırdama."diye kızdı.

Olivia sonunda Atilla'yı havluya sardığında Bilge başını yere eğdi.

Yanaklarından yaşlar akmıştı. Andrew,"Kaldır başını."diye ağzı kapalı konuştu.

Bilge burnunu çekerek kaldırdığında bir ses duydular. "Leydi Windsor ne kadar duygulandı, baksana ağlıyor."

Andrew kafasını çevirip karısına baktığında denilen cümlenin gerçekliğini gördü. "Ağlama,"dedi şaşkınlıkla.

Bilge,"Oğlumu nasıl ağlattılar."diye Türkçe fısıldadı. "Vahşiler."

Andrew gözlerini yumdu ve bir adamı elleriyle boğazlayarak öldürdüğünü hayal edip rahatlamaya çalıştı.

Bilge neden Osmanlıca konuştu ki!!

**

"Bana kızma!"dedi Bilge yatak odasına girdikleri gibi. "Ne yapayım! Bebeğim viyak viyak ağlıyordu!! Senin Papa acımasız bir şekilde yüzüne su vurdu Atilla'nın!"

Andrew,"Lütfen,"diyerek kıza sertçe baktı,"sus."

Bilge göz devirip yatağa yürüdü. Andrew,"İstediğim tek şey susmandı."diye devam etti boyun bandını sertçe çıkartıp,"Onu da beceremedin." Söylene söylene soyundu. "Seni benden başkası alsaydı elli kere boşamıştı."

Bilge gözlerini kısarak,"Yazıklar olsun."dedi. "Böyle mi olduk şimdi?"

Andrew omuz silkti. "Yalan değil."

Bilge,"Sen-"diyip sustu. Sonra arkasını dönerek elbisesinin önündeki ipleri açmaya başladı.

Andrew,"Ne ben?"diyerek kafasını kaldırdı ki Bilge'nin elbisesi yere düştü ve genç adam gördüğü vucud ile mest oldu.

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin