Özel Bölüm

1.5K 163 29
                                    

Gençler biliyorsunuz ki ben bölümleri birleştirerek yer açıyor ve özel bölüm yazıp tekrar atıyorum.

Ondan yorumlar eski.

Siz yeni yorum yazmazsanız da geceleri gizlice ağlar olurum.

Neyse,

Hadi yine iyisiniz.

Bölüm atıyorum 😈

**

Andrew sert bakışlarını kızdan alıp sabır çekti. "Git buradan."diye de tersleyerek tekrar sobaya döndü.

Genç kız, tamamen adamın çekimi ve verilen emirlerin büyüsünde gitmek yerine çadırın içine iyice girdi. "Biz köleler emirleri yerine getirmek zorundayız lordum."diye fısıldadı şehvetli bir şekilde.

Andrew aniden omzunu tutan narin eli bileğinden refleksle yakalayarak sinirle sıktı. "İstemiyorum diyorum," dişlerini birbirine sürttü. "anlamıyor musun?"

Yeşil gözlü kız,"Lordum,"diye fısıldadı. "Lütfen sizi rahatlatmama izin verin."

Bir sonraki kürkünü adamın kaslı, geniş ve sert omzundan yavaşça indirmeye başladığında Andrew ellerini yumruk yaptı.

Kürk yere düştüğünde,"Nöbetçiler!!"diye bağırdı sinirle.

Öyle gür ve aniden bağırmıştı ki kadın korkuyla irkildi.

Kızı itti. "Bir daha bana dokunmaya kalkarsan çadırdan cesedin çıkar."

Kız çadıra aniden giren askerlerle haykırarak diz çöktü ve yalvarmaya başladı,"Lütfen acıyın bana lordum!"dedi. "Çadırda kalırsam siz, çıkarsam Çar Askold ve Dir beni öldürecek! Acıyın, yalvarıyorum!"

Andrew sinirle gülmeye başladı. "İsa aklımı korusun." Askerlere baktı ve,"Tamam gidin dışarı."dedi.

Muhafızlar selam verip tekrar çıktığında Andrew eğilip kızı kolundan tuttu ve ayağa kaldırıp çadırın dışarısına yürüttü.

Yürürken yalvaran kadına küfür etmek istedi ama etmedi.

İki yan tarafındaki Edward'ın çadırına girdiğinde Edward,"Destur versene!"diye bağırdı öfkeyle.

Abisi olduğunu görünce susup,"Ne oldu?"dedi.

Andrew kızı ona doğru itti. "Al."dedi.

Edward sarışın, gözlerinde korku ve yaş olan kıza baktı. "Bu kim?"

"Hediye."diyerek gülümsedi Andrew.

Edward dehşete düşmüş bir şekilde kızı geride bırakıp Andrew'e yaklaştı ve abisini kolundan tutarak çadırda uzak bir noktaya çekti. "Bu bugün bana gelen kaçıncı memeli hediye biliyor musun sen?" Sinirle fısıldadı. "Kalkmıyor lan artık!"

Andrew pis pis sırıttı. "Hic mi?"

Edward sinirle yumruğunu abisinin karnına vurdu. Andrew kahkahalarla geriye kaçarak,"Oturup çay için o zaman."dedi. Çadırın kapısına doğru yürüdü.

Edward arkasından keltce küfür edince ise"Bende seni."diyerek seslendi ve keyifle buz gibi soğuğa kendisini attı.

**

Uzun günler sonunda geri dönüş yolundayken Edward ile gemide karşılıklı oturmuş çay içen Andrew gazetesini okuyordu.

Gözünü gazetesinden ayırmadan önündeki ahşap sehpanın üzerindeki beyaz ve su yeşili renklerine sahip porselen fincanına uzandı.

O sırada Edward'ın sütünü tazeleyen kızı gözü değince kaşlarını çatarak kafasını kaldırdı ve kızı izledi.

Kadın elindeki tepsiyle birlikte odadan çıktığında,"Edward."dedi tek kaşını kaldırdı.

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin