Bölüm 56

1.4K 138 10
                                    

Andrew kızın küçük ve biraz tombul ellerinin, çocuk gibi eli vardı karısının, çıplak gövdesinde gezinmesiyle arayı tekrar ısıttıklarını anlamıştı.

"Neden bu kadar sinirlendin Bilge?"diye sordu karısının belini severken. Bilge iç çekti,"Sadece korkuyorum."dedi. "Lordlar, soylular, kadın erkek fark etmiyor Andrew," kafasını biraz geriye yaslayarak çenesini kaldırıp Dük Andrew 'e baktı. Andrew kafasını kıza eğip gözlerine baktı. "Dinliyorum,"diye fısıldadı.
"Herkes bir diğerini aldatıyor, aldatması için onu ayartmaya çalışıyor. Ben korktum, yatak odamıza bile gelmedin. Atilla'yı üç gün kucağına almadın, korktum."

Andrew normalde kıza kızardı ancak tekrar kavga etmek istemiyordu. Bu yüzden sustu. Kelimelerini biraz daha kafasını eğip kızı öpmeye başlayarak akıtmayı tercih etti ve onu öpmeye başladı.
Yavaşça tekrar üstüne çıktı ve dudaklarını rahat bırakıp fısıldıyarak,"Seni asla aldatmam."dedi. Bilge iç çekti,"Bende seni asla aldatmam ama bir daha lütfen Andrew, yirmi dört saat gibi uzun süreler boyunca beni de, oğlunu da," kafasını hafifçe kaldırıp dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu,"Bu yatağı da boş bırakma."

Andrew kızın çenesine oradan da boynuna bir öpücük kondurdu.
Bilge gıdıklanınca kahkaha attı ve Andrew'in bu hoşuna gitti. O yüzden boynunu daha fazla öptü.

Bilge"Dur dur!"dedi. "Bir şey diyeceğim!"

Andrew kafasını kaldırıp,"Beş saniyen var!"dedi çapkınca.

"Odanda bir dilsiz uşak var,"dedi Bilge keyifle. "Üstünde örtü var ve senin yer cücesi o örtüyü kaldırmama izin vermiyor. Ne o?"

Andrew kaşlarını çattı,"Sen benim odamı benden gizli teftişe mi gittin?"

Bilge kafasını iki yana salladı,"Sen buna teftiş diyorsun bense basit bir göz gezdirme."

Andrew işte şimdi kızmıştı."güvensizlik duygun," kendisini yana attı. "Beni öfkelendiriyor!"Bilge örtüyü göğüslerine sabitleyerek doğruldu. "Öfkelenmeye bahane arama genç adam, Jennifer'ın ikimize yaşattıkları ortada!" O da sinirlendi. "Tüm çalışanların o aşifte gibi!"

Andrew kafasını çevirip kıza baktı,"İyi bir dayağı hak ediyorsun Bilge."

"Yani deneyebilirsiniz ancak fazla zarar vereceğinizi sanmıyorum."diyerek omuz silkti Bilge.

Andrew göz devirdi,"Şu lanet stilini bir öğrenseydim."

"Judo bu Andrew,"dedi Bilge gülümseyerek. "Ben Judo kullanıyorum genelde benden cüsseli kişilere karşı. Saldırı zamanı ise daha çok mixed martial arts yani karma dövüşü kullanıyorum. Hızlı, dengeli ve-Ay!" Aniden Andrew'in yataktan onun üstüne atlaması ile cümlesini tamamlayamadan yatağa sırt üstü yapıştı.
"Şu an Leydi Bilge Daisy," erkekliğini kızın derinliklerine doğru itip onu inletti. "Hangi dövüşü kullanacaksınız peki?"

Bilge gözlerini belerterek,"Neden erkekliğin daha büyük gibi geliyor şu an?"diye sordu. Dişlerini sıktı.

"Çünkü leydim,"diyerek kızın göğüslerine eğildi ve sertleşmiş meme ucunu dişlerinin arasına alarak kendisine doğru çekti. "Ben seksin de, sevişmenin de kitabını yazmış biriyim."diyerek geri bıraktı.

Bilge güldü. Genç adam kızın güldüğünü görünce kafasını kaldırarak ona baktı, usul usul izledi,"Gülüşünüz Leydim."diye fısıldadı. "Afrodite'e mezarında acı çektiriyor."

Bilge yutkundu. "teşekkür ederim lordum," fısıldadı ve Andrew kızın dudaklarını öptü.

**
Bilge onun gözlerini yummuş koridorda sürüklemesine,"İşkillenmeye başlıyorum!"diye kızdı.

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin