Bölüm 115

1K 153 40
                                    

Bilge adamı yatak odasına çıkarttırıp yatağa oturur vaziyette oturtturdu.

"Sen halleder misin ben kalayım mı?"dedi Edward. Kız kal demesin diye devam etti konuşmaya. "Güneş evde tek,"

Bilge kafasını kaldırıp adama baktı. Edward yeşil gözlerini açtı ve,"Beş aylık hamile,"dedi ağır çekimde.

Andrew,"Siktir git!!"diye bağırdı. Baygın gözlerle odada Edward'ı aradı bulamadı.

"Ses var görüntü yokkk!!!"

Bilge tebessüm etti ve Edward'a kafasını salladı,"Sen gidebilirsin."

Andrew,"Nerede bu orospu çocuğu?"diye duvara sordu.

Edward,"Beni göremezsin Andrew,"dedi keyifle. "Ben aslında bir hayaletim."

"Siktiğimin hayaleti."diye homurdandı. "Bilgeeaa!!"dedi. "Bilge nerede?"

Bilge,"Tövbe ya."dedi. "Yanındayım ya." Andrew sevinçle,"Neredesin sevgilim?"diyerek iki yanına kafasını çevirdi. "Bilge neredesin?" Karısını bulamıyordu. Burnunu çekti ve dolan gözleriyle,"Bilge,"dedi. "Neredesin aşkım?" Kafasını iki yana salladı,"Yok. Gitmiş."
Yaşlar yanaklarından aktı ve sessizce ağladı."Ben seni çok seviyorum, gittin mi?" Kafasını iki yana salladı ve halsiz eliyle yüzünü ovaladı. "Gitti."

Bilge gözlerini belerterek,"Rol mü yapıyor?"diye Edward 'a sordu.

Edward kafasını iki yana salladı,"Otuz yedi yıllık hayatında ilk kez sarhoş oldu Bilge. Ne yaptığını bilmiyor sadece."

Andrew aniden sinirlendi. "BU OROSPU ÇOCUĞU HAYALET NEREDE!"

Edward kahkaha attı,"Ben gidiyorum. Size iyi geceler."

Andrew,"Neredesin lannn!!!"diye bağırdı.

Edward muzip gülüşüyle,"Siksen bulamazsın."dedi.

Andrew yataktan kalkmaya çalışınca korktu. "Hadi gittim." Ve koşarak odadan çıktı.

Andrew oturur vaziyette olduğu yatakta kendisini birden geriye attı ve yatakta enlemesine uzandı.
"Bu yatak baya büyükmüş amına koyayım."diye mırıldandı yorgun bir şaşkınlıkla ve yutkundu. "Gerçi doğru, Bilge ile bir o yana bir bu yana," tekrar burnunu çekti aklına gelen karısıyla. "Bilge,"dedi ve ağladı. "Neredesin Bilge?"

Bilge güldü. Yatağın köşesinden kocasına emekledi,"Buradayım."dedi adamın yüzünün üstüne doğru,"Hep buradaydım."

Andrew gözleri kapalı olduğundan karısını görmüyordu. "Hayır yoksun. Seni hayal ediyorum. Sadece sonsuz bir karanlık var."

Bilge kıkırdayarak,"Sadece gözlerini yummuşsun. Aç gözlerini."dedi.

Andrew mavi gözlerini açtığında yüzünün önündeki yüzle gülümsedi.

"Bilge'm."dedi. "Neredesin ya gözüm yollarda kaldı." Gözleri doldu. "Seni çok özledim."

Bilge gülümsedi,"Andrew ben evdeydim." Tövbe çekti,"Atilla gibi ağlama."

Andrew kızarmış mavi gözleriyle burnunu çekti,"Ben çok özür dilerim." Gözlerini yumdu. "Çok aptalım."

Bilge kıyamadı,"Andrew, yapma bunu. Ağlama."

Andrew burnunu çekip,"Sarıl bana yalvarıyorum."dedi. Gözlerinden yaşlar aktı. Yemin ederim ki Bilge Atilla'yı susturmaya çalışıyor gibi hissetti. "Sarıl bana."

Bilge gülümsedi. Adamın üstüne çıkıp ona sarıldığı an Andrew, Atilla gibi kızın boynuna kafasını gömüp sırnaştı. Bilge şaşkınlıkla,"Hadi ama koca bebek."dedi. Andrew kafasını iki yana salladı,"Bırakamam. Bırakırsam gidersin, siktiğimin zamanına geri gidersin."

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin