Bölüm 137

932 111 46
                                    


"Gerçekten bu kadar aşık mısın ona?"

Theador, Luie 'nin sorusuyla dişlerini sıkarak ellerini yumruk yaptı. "Aşk mı?"alayla güldü,"Aşk diye bir şey yok Kral Luie. Hissettiğim şey daha farklı."

"Hissettiğin ne?" Yaşlı Kral anlamadı. "Daisy diye sayıkladığın kızı kocasından niye ayırmak istiyorsun ki o zaman?"

Theador tek kaşını kaldırıp ona baktı. "Siz Bilge'nin yanındaki o kadından ne istiyorsunuz?"

Luie hırladı. "BEN ONA AŞIĞIM."

Theador güldü,"Ben Daisy'e aşık değilim."

"Ne istiyorsun o zaman?"
Theador sustu.

Luie iyice bekledi ama cevap gelmeyince bir soru daha sordu.
"Kaç ay daha bekleyeceğiz, kaç gün?"

"Son bir ay kaldı Kral Luie. Son bir ay sonra yeterli bilgiye ulaşmış olacağız."

**

Valeria'yı koltuk altlarından tutup havaya kaldıran Andrew'in gözü kimseyi görmüyordu.

Valeria, çığlıklarla dolu kahkahasıyla babasına ulaşmaya çalıştı.

Andrew,"Sevgilim,"dedi keyifle. "Sen artık babayı tanıyor musun..."

Bilge, beşikte uyuyan Wiliam ve Vincent'ın yanındaki koltukta oturmuş kucağındaki Atilla'nın saçlarını seviyordu.

Ve sessizce fısıldıyordu. "Diyet yapalım mı Atilla?" Atilla kilolu bir çocuk değildi sadece yanakları tombuldu. Sadece Süleyman, Osmanlıya geri dönmemiş, burada Katharine ve Kaan'ın düğünü ile ilgilenirken Bilge'ye,"ŞU ÇOCUĞU SAĞLIKLA BESLEYİN!"diye sürekli kızıyordu.

"Kilo vermeni istemiyorum, sağlıklı besinler tüketelim sadece. Dedeye de kapak olsun."

Atilla, kafasını annesinin göğsünden kaldırıp,"Anne,"dedi. "Dede gitti."

Bilge artık cümle kuran oğluna öyle bir sevgiyle gülümsedi ki Atilla da güldü. Bilge,"Dede gitti ama sabah yine belası burada aşkım,"dedi. Çocuk anlamayınca,"Dede gelecek."dedi. Bir buçuk yaşına girmemiş bebek Atilla,"Anne."dedi. Bilge kafasını salladı,"Efendim annem?"

Atilla tombul elleriyle yüzünü kapatıp aniden açtı ve,"Ce."dedi.
Bilge kıkırdadı. Andrew kızıyla birlikte koltuğa oturup,"Seni seviyorum Natalie."dedi evladına.

Bilge duyduğu isimle tek kaşını kaldırıp bir mikrosaniye Andrew 'e baktı ve o mikrosaniyeyi hisseden Andrew ona döndü. Ancak Bilge'nin tekrar Atilla'ya yönelttiği dikkatiyle göz göze gelmediler.

Aklına gelen düşünceyle, daha doğrusu geçenlerde Kaan ile ettikleri sohbetten sonra aklını kurcalayan düşünce ile,"Andrew,"dedi.

Andrew kafasını çevirip tekrar baktı karısına,"Efendim,"

"Sen Hristiyansın ya,"

Genç adam kaşlarını çattı. "Evet?"

Bilge iç çekti,"Benim seninle evlenmem harammış. Evliliğimiz geçersizmiş. Her yatağa girdiğimizde zina etmişiz."

Andrew anlamadı,"Nasıl yani?"

"Benim dinim müslüman kadınla ehli kitap erkeğinin evlenmesini uygun görmüyor."

Andrew kucağındaki kızını hafifçe öpüp,"Nereden çıktı şimdi bu?"

Bilge güldü,"İçime dert olmuştu. Paylaşmak istedim."

Andrew kaşlarını çattı ve derin bir nefes alarak önüne döndü.

"Babacığım, sen anne gibi Müslüman değil baba gibi Anglikan olacaksın değil mi?"diyerek kızını kaldırıp öptü. "Canım Natalie'm."

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin