Yeni Bölüm

1.1K 155 43
                                    

Andrew gece kralın taht odasını basmış, durumun izahını istemişti.

Kral güldü,"Lord Andrew," adamı yumuşatmaya çalıştı. "Sandığınız gibi bir hile yok."

Andrew kaşlarını çattı,"Dalga mı geçiyorsunuz benimle Kral?" Sesi çok sertti."Yirmi dört isim. Bin on iki isimden çıka çıka karım ve ben çıktık. Siz Çinlilerin uçuk kafasını yedi krallık biliyor."

Kral iç çekti ve yavaşça eteklerini düzelterek tahttan kalktı. "Dao De Jing'e yemin olsun ki,"dedi. "Güvenli bir isim çekilişiydi. Hem sahi," elini omzuna kadar uzun incecik bıyığına götürdü. "Telaşınızın sebebi nedir?"

Andrew elini yumruk yaptı,"Leydime zarar gelmesini istemiyorum."

Kral çekik gözlerini ne kadar yapabildiyse o kadar açtı,"Kimseye zarar gelmeyecek Lord Andrew, ahah,"birden gülmeye başladı,"Hem Leydimiz Türk'tü. Türk -Türk'e karşı! Ne tesadüf değil mi?"

Kahkahalarla tekrar tahtına döndü ve ayakta bekleyen adama ,"Altın kadeh beni her zaman şaşırtmıştır."dedi.

Andrew tahta oturan adama,"Bakın Kral Huang." Dedi dişlerini sıkarak. "İsa bana uzun ömür, Kral Adam'ın da vaadinin dolduğu günleri gösterdiğinde Çin ile dış ilişkilerimi tekrar tekrar," kafasını tehdit eder gibi salladı,"Tekrar tekrar kontrol edeceğim. Bir gün ben, dünyanın en güçlü Krallığına kral olacağım."

Huang kaşlarını kaldırdı.

"Ve o gün gelene kadar aramızın bozulmasını asla istemem," bakışları duvarı delecek kadar sertti."Çin Krallığının ekonomisiyle yakından ilgili olduğumdan şüpheniz olmasın Kral Huang."

Sonra arkasını döndü ve sertçe yürürken kapı muhafızlarına, "aç!"diye kükredi.

Muhafızlar, tavana kadar ulaşan büyük kapıyı hemen açtı.

Andrew koridora çıktığı gibi kendi baş muhafızı olan Damon'a,"Leydi Bilge, oğlum Harry, Lord Edward ve Leydi Güneş için güvenlik önlemlerini arttırıyorsun. Yemekleri de başka bir sike yaramayan Alfonso 'ya söyle, bundan sonra yiyeceğimiz her şeyi o yapacak."

Damon,Lordunun arkasından hızla yürüyüp heybetli adama yetişmeye çalışırken arkasındaki askerlere,"Duydunuz!"diye gürledi.
Askerler aynı anda gürültüyle selam verip ,"Emredersiniz!"diye bağırdı, kafalarını hızla salladı.

Andrew,"Leydim nerede?"diye sordu kısa bacakları yüzünden ona koşa koşa yetişmeye çalışan Thomas'a.

"Leydimiz, Lord Harry ile efendim,"

Andrew kafasını salladı,"Kızım nerede?"

"Kendileri Prenses Zue ile birlikte."

Andrew duyduğu cümleyle aniden durup,"Ne?"dedi sinirle. "Neredeler?"

Thomas,"Sarayın şeftali ağacına bakan tarafın-"diye cümleye başlamıştı ki Andrew,"İlerle."dedi.

**

"Buradalar lordum,"
Thomas önündeki eski tahta kulübenin yanında duran devasa çin kültürünü buram buram yansıtan köşkü gösterdi. "Meditasyon yapıyorlar diye biliyorum."

Andrew kafasını salladı.

"Sikerim onların meditasyonunu."diye düşündü. Ama dıştan.

Thomas gözlerini belertti. Damon"Lordum girelim mi köşke?"diye sordu.

Andrew elini kaldırıp atak yapmaya hazır askerini durdurdu. "Ben girerim."

Köşke doğru ilerleyerek tahta kapıyı yana çekti ve gürültüyle açtı.

Taş yürekWhere stories live. Discover now