Bölüm 106

1K 146 47
                                    

Andrew kızdan uzaklaşarak,"Sikeyim ya!"diye homurdandı. "Amcam gelmiş. Kalk giyin Bilge. Bugün sevişmeyi-" canı acıyordu. "Sonra tamamlayacağız."

Bilge dudağının kenarına silip,"Bence sen benden sonra gel, kendi kendini tatmin et."dedi ayağa kalkıp elbisesine yürüdü. Yavaşça üstünü giyinip dişlerini sıkan kocasına döndü ve,"İplerimi bağlar mısın?"diye sordu.

Andrew nefes nefese Bilge'nin iplerini bağlarken boynuna bir öpücük kondurdu. "Ben nasıl kendi kendimi tatmin edeceğim?"

Bilge şaşkınlıkla adama döndü,"Bilmiyor musun?"

Andrew kafasını iki yana salladı.

Bilge güldü, uzanıp adamın dudaklarına uzun bir öpücük kondurdu ve geri çekilip,"Elini kullan."dedi. Sonra göz kırpıp odanın kapısına yöneldi.

**

Andrew aşağı indiğinde bir saat geçmişti.

Bilge somurtuk bir şekilde Güneş'in yanında oturmuş kucağındaki oğluna bakıyordu.

Andrew aşağı inince onun ismini bağıran Jack salonda Duke ve Bilge dışında herkesi ayağa kaldırmıştı.

Andrew eliyle saçlarını karıştırıp Duke'un olduğu yere ilerledi ve Duke ayağa kalkınca Andrew sıkıca sarıldı. Geri cekildiklerinde Andrew'in sorduğu ilk şey. "Natalie geldi mi?"oldu.

Duke kafasını iki yana salladı. "Gelmedi oğlum, benimkisi ani bir karardı. O da İrlanda'da kalmak istedi."

Andrew kafasını salladı. Edward 'a döndü,"Nasıl gidiyor evlilik?"

"Güneş 'e sormaya ne dersin?"diyerek gülümsedi Edward ve abisine sertçe sarıldı.

Sonrasında Andrew Katherine 'in yanına gitti ve ,"Dava sonuçlandı mı?"diye sordu.

Katharine,"Artık dulum."diyerek gülümsedi. "Boşanmak için bana yardım ettiğiniz için teşekkür ederim lordum."

Andrew kardeşinin alnını öptü,"Lafı bile olmaz."

Ve sonra Rosa vardı ki Andrew onu görmezden geldi.

Karısının yanına oturdu ve Güneş 'e,"Leydi Gunes sizler nasılsınız?"diye sordu. "Yerinize oturdum ancak karımın yanına oturmak istedim, kusura bakmayın."

Vay canına kibardı.

Güneş kafasını salladı,"Sorun değil."

Bilge adama,"Hic gelmeseydin."diye fısıldadı. "Bir saat oldu."

Andrew karısına bakıp gülümsedi. "El dedin gittin, çözmem yarım saatimi aldı zaten."

Bilge sinirle güldü,"Annen sürekli Atilla'ya bakıyor. Uyar şu kadını."

Andrew boğazını temizledi. "Evet bu misafirliğinizi neye borçluyuz acaba?"

Edward güldü,"Ben sizlere bir haber vermek istiyorum."

Andrew çaprazında oturan kardeşine döndü.

"Evet dinliyorum,"

Edward heyecanlandı. "Baba oluyorum."

**

Andrew bu haberle birlikte ayağa fırlamış eş zamanlı kalkan kardeşine sımsıkı sarılmıştı.

Duke ise kahkaha atarak,"Tebrik ederim!!"dedi kalın sesiyle. "Çok tebrik ederim."

Bilge gözlerini açarak arkadaşına baktı. "Güneş!"dedi. Sonrasında Türkçe konuştu. "Dedim değil mi! Düşünme, takma kafaya olur dedim, değil mi!!! Kalkamıyorum gel buraya sarılacağım!"

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin