Bölüm 43

1.6K 144 11
                                    

Andrew sinirle annesini çalışma odasına çıkartıp masasına oturdu ve onun da karşısına geçmedini bekledi.

Rose zümrüt yeşili elbisesinin eteklerini sinirle savurup otunrunca,"Leydi Rose."dedi bastırarak. "Yemek sırasında yaptığınız rezilliği kabul edemem. Neden böyle yapıyorsunuz derhal izahat verin veya malikanemden çıkıp bir daha içeri girmeyin." Gayet netti. Sinirliydi. Ve resmiydi.

"Ben senin annenim!"diye çıkıştı Rose kırgın halde. Oğlu ona neden böyle bakıyordu!
Andrew kafasını salladı. "Peki soruyorum, bir annenin oğlunun huzur ve mutluluğuna sürekli kelt vurması ne kadar doğru leydi Rose? Neden üstünüze düşmeyen her konunun içindesiniz?"

"Oğlu aptalca kararlar alan her annenin yaptığını yapıyorum ben!"

Andrew kaşlarını çattı,"Ben sizin sadece oğlunuz değil aynı zamanda lordunuzum. Haddinizi bilerek konuşmaya devam edeceksiniz Leydi Rose." Soğuk ve mesafeliydi.

Rose aldığı dönüte şaşkındı. "Sana büyü yapmışlar!""diye ciyakladı. "Bu karşımdaki Andrew değil."

Andrew sabır dileyerek sakince,"Haddinizin olmadığı her şeyin içindesiniz Leydi Rose."dedi. "Buna daha fazla müsadem yok."

Rose'un yüzü sinirden domatese döndü. Andrew annesi sonunda konuşmayınca,"Bende öyle düşünmüştüm. "Diyerek kafasını salladı. Ve nefes verip ayaklandı,"Sizi misafir etmekten şeref duydum, Thomas!!" Aniden uşağına bağırdı. "Leydi Rose'a evine kadar eşlik et."

**

Bilge, Olivia 'nın ona getirdiği yemekleri yiyip teşekkür ettikten sonra odanın içindeki odada uyuyan oğlunu kontrol etti ve geceliğini giyinip yatağına geçti. Diğer odada Atilla bir bakıcı ile kalıyordu. Atilla'ya sütünü sağan Bilge onu gümüş biberonla soğukta saklatıyordu. Uyandığında muhakkak ki bebeği emziriyor, açıkçası her iki saatte bir uyanıyordu. Bu yaptığı sadece bir önlemdi.

Andrew içeri girdiğinde kafasını çevirip kapıya baktı. Andrew yorgun değildi belki ama kesinlikle bıkmıştı. "İyi misin?" Bilge sordu öylece cevabı az çok bilse de.

Andrew kafasını salladı ve soyunmaya başladı."yemek yedin mi?"

Bilge,"Yedim."dedi. Adamın durgun hali kızın yüreğini parçaladı, yavaşça yataktan kalkıp sadece iç çamaşırı ile geceliğini arayan adamın arkasından yaklaştı.

•+18 sahne•

Elini genç adamın kaslı omzuna koyup,"Andrew,"diye mırıldandı.

Andrew karısının bu hamlesine şaşırdı,"Efendim?"dedi heyecanını belli etmeden. Bilge diğer eliyle adamın karın kaslarına dokundu ve yavaşça okşadı. Omzuna tüy kadar hafif bir öpücük kondurarak,"Ben,"dedi. Utanıyordu. Ama yapacak bir şey yoktu. İstiyordu da, onu, onu mutlu etmeyi. Andrew 'i istiyordu Bilge.

Andrew karşısındaki aynadan kızın hareketlerini izledi.
Genç adam bu basit dokunuşlarla sertleşmişti bile.
"Evet sen?"dedi kızdan ses çıkmayınca.

Bilge iç çekti,"Seni istiyorum,"

Andrew yandan sırıttı ve,"Ne istiyorsun?"diye sordu.

"Seni."dedi Bilge. Sonra parmak ucuna çıkıp adamın kulağına fısıldayarak ekledi. "İçimde istiyorum."

Andrew aniden kıza döndü ve belinden yakaladığı gibi dudaklarına sarıldı.

Bilge adamın bu hareketi ile korktu sonrasında öpücüğü eşliğinde gülümsedi. Genç adam aylardır çektiği hasretinin verdiği o yoğun duygularıyla öptü Bilge'yi. Bir alt dudağını emdi, bir üst.

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin