Bölüm 70

1.1K 122 13
                                    

Evett, başlıyoruz....

**

"Aman Allahım, koskoca Lord Andrew 'in haline bak."diye şaşkınlık nidalarıyla dondu Olivia.

Andrew onu duymuyordu. Oğlunu hem göbeğinden hem sırtından tutmuş havayalara kaldırıp kaldırıp indiriyor, kendi ekseni etrafında dönüp Atilla'yı eğlendiriyordu.

Bilge esnedi. "Yemin ederim izlerken yoruldum Andrew,"

Andrew kaşlarını kaldırdı ve oğlunu göğsüne basarak sımsıkı sarıldı. "Umrumda değilsin kadın." Gözlerini yumdu. "Sanırım bir tane daha çocuk istiyorum, ama erkek değil kız olmalı."

Bilge güldü,"Sen doğuracaksan neden olmasın?"

Andrew gözlerini açarak koltukta oturan karısına baktı ve tek kaşını kaldırıp,"Britanya'da her kadın benden çocuk yapmak için gün sayıyor. Taşıyacak kişi çok."

Bilge kaşlarını çattı. Andrew karısı kızmadan devam etti cümlesine."Ama ben senin taşımanı istiyorum."

Bilge yastığı alıp sarıldı. "Şu düello ve davayı atlatalım, bakarız."

Andrew oğlunun yanağını öptü. "Ati,"dedi aşkla. "Anne sana hamileliğini engelleyebilmiş gibi ikinci bebeği de engelleyebilecek sanıyor oğlum," Atilla kıkırdadı.

Bilge gözlerini kısarak,"Beni kandırdığını unutmadım."dedi.

Genç adam karısına bakmadı. Oğlunu havaya kaldırıp,"Kandırmasaydım böyle tatlı bir şeyimiz olmayacaktı. Şuna bak, benim resmen kopyam oldu."

Atilla kıkırdadı ve havada bacakları ile ellerini sallayarak babasına ulaşmaya çalıştı.

Bilge,"Huyu benzemesin."diye fısıldadı. Sonra merdivenlerden inen Natalie 'yi görünce,"Andrew, Atilla'yı bana ver, Natalie geliyor."diye sessizce adamı uyardı.

Andrew ayakta olduğu için arkasını dönüp merdivenlere baktığında,"Güzel kızım,"diye seslendi Natalie 'ye.

Sarışın, kırmızı elbiseli Natalie koşarak babasının yanına indi. Andrew karısına dönüp baktı. "İkisini de aynı anda sevebilirim bence."dedi. Ve koltuğa oturup Natalie 'yi yanına çekti.

Atilla babasına şaşkın gözlerle bakıyordu. Tombul bebek tedirgindi. Dudağını bükmüş, az önceki keyifli halinden eser kalmamış bir şekilde öylece babasını izliyordu. Ve ne zaman babası Natalie'ye yandan sarıldı hüngür hüngür ağlamaya başladı.

Andrew ve tüm çalışanlar gözlerini şaşkınlıkla belertti. Bilge oflayarak ayağa kalktı. "Bu kıskançlık geni senin eski karında yok bence," söyleniyordu. "Senden geliyor, ortak küme sensin." Andrew telaşla Natalie'den kolunu çekip oğlunu öptü,"Atilla noluyor babacığım?" Atilla susmuyordu.

Bilge,"Ver bana ver."diyerek oğlunu eğildi, aldı. Alması ile Atilla DAHA ŞİDDETLİ ağlamaya başlayınca Bilge,"Hadi ama!"diye şaşkınlıkla bağırdı.

Natalie babasına,"Beni mi istemiyor?"diye sordu.

Andrew kızına döndü ve saçlarını öperek,"Hayır Natalie. Annesini istemiyor diye ağlıyor,"dedi.

Atilla öyle bir ağlıyordu ki yüzü kıpkırmızı olmuştu. Tombul yanaklarından damla damla göz yaşları akıyordu.

Bilge oğlunun ıslak yanaklarını öperek,"Aşkım,"dedi. "Sakin ol."

Atilla onu duymadı bile.

Andrew kala kalmıştı.

İlk defa böyle bir şey görüyor, yaşıyordu. Yardım ister gibi Olivia'ya baktı.

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin