Bölüm 51

1.3K 133 14
                                    

Andrew dövüş kulübünü uzun zamandır kontrole gitmiyordu,
Gitmişken antrenman yapmaya başlayası geldi ve direkt ceketini, kemerini ve gömleğini çıkartarak ellerini sargılarla sarmaya başladı.

Kum torbasına o kadar çok vurmuştu ki, Jennifer, annesi, Elizabeth'in tüm o yaptıkları aklına geldikçe öfkesini boşalttı.

Ta ki,
Torba patlayana kadar.

Son yumruktan sonra bir açılma ile kum dışarı dökülmeye başladığında bir koluyla kum torbasına sarılıp alnını yasladı ve diğer kolunu kaldırarak terli saçlarının tepesine koydu.

Derin derin nefesler eşliğinde birkaç dakika öylece dinlendi.

Sonra da hızla giyinip malikaneye geçti.

**

Eve geçtiğinde direkt saçlarını berberine kısalttırmış, tıraş opmuş ve duşa girip çıkmıştı.

Takım elbisesinin ceketini alıp parmağına taktı ve odadan çıkıp tablolarla, vazolar ile donatılmış koridorlarında ilerlemeye başladı.

Keyfi yerindeydi, karısı, oğlu ve kızı neredeydi bilmiyordu ve merak etmişti. Aşağıda olduklarını düşünüp direkt salona indi.

Ve gördüğü manzarayla merdivenin orta basamaklarında dona kaldı, ceket parmaklarından yere düştü.

"Na-Natalie"dedi şaşkınlıkla. Natalie ve Bilge adama dönüp baktılar.

Andrew şaşkındı.

NATALİE YÜRÜYORDU!

Bilge gülümsedi.

"Baba,"dedi Natalie korkuyla.

Andrew yanındaki karısına baktı. Bilge omuz silkti ve kaşlarını ben demiştim der gibi büktü,"Natalie iyileşti Lord'um," sevinçliydi. "Sizin için."

Andrew kaşlarını çattı.
Öfke bütün bedenini, milim milim yakarken sinirden gözünün döndüğünü düşündü ve ceketini bile şaşkınlıktan tutamayan elini sinirle yumruk yaparak öfkeyle,"Dalga mı geçiyorsun benimle sen Daisy."diye sordu sertçe.

Bilge şaşırdı,"Hayır ned-" cümlesini bitirmesine Andrew izin vermedi.

"Thomas!"diye kükredi. "Atımı hazırlayın!"

**

Atının üstünde dört nala hışımla koşarken aklına Bilge'nin kurduğu cümleler geliyor, sinirden deliye dönüyordu.

O kadar aceleciydi ki arabayla gitmek yerine atı kendisi sürmüştü.

Sanırım kan dökecekti.

'Natalie annesi yanında kalsın diye böyle bir şey yapıyor olabilir, küçük kızı muayene eden doktor kimin doktoruydu?'

Kont Brandon 'un köşkünün kapısının önüne geldiğinde muhafızlara öfkeyle emir verdi,"Açın kapıyı!"

Muhafızlar eğilerek selam verdi, yavaşça büyük demirden, desenli ve siyah kapıyı iterek açtılar.

Ah, tanrım. Kapı çok ağırdı!

Tekrar atına kırbaçladı ve son sürat evin önüne gelerek kişileri, durup selam verenleri, isteğini soranları umursamadan eve girdi.

"Jennifer!"diye kükredi, gözleri alev atıyordu, lacivert tonu iyice koyulaşmış siyaha dönmüştü.
"JENNİFER!!"
Jennifer ve Brandon bahçe kapısından yüzlerindeki merakla çıktığında Andrew ellerini kırtlattı.

"Merhaba Lord Andrew,"dedi Brandon pudralı yüzüyle. "Bu davetsiz misafirliğinizi neye borç-"

"Sen kes sesini!'' Andrew adamın sözünü kesti ve sarışın kadına döndü.

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin