ÖZEL BÖLÜM

657 87 50
                                    

Andrew tüm çocuklarına bakıp,"Yemeğinizi. Dönün."diye kızgınlıkla konuştu.

Atilla burnunu çekip hemen kendisini toparladı ancak William hiç iyi değildi.

Andrew oğluna baktı,"William,"dedi sertçe. "Sınırdasın, sakın şu masada zırlama kafanı patlatırım senin!"
Çok sinirliydi. Bilge ağladığını gizlemek için bahçeye gitmişti ve bu canını daha çok sıktı. Evladının ona küfür ettiğini duyduğu için ağlıyordu.

"Vincent."dedi.
Vincent kafasını kaldırıp babasına baktı.  "Efendim babacığım."

"Ben annenin yanına gideceğim, sana emanet masa." En düzgün olana vermişti görevi. "Vincent'ın canını sıkmayın."

Atilla ilk defa ona değil de bir başka kardeşine liderlik verildiği için üzüldü ama dişlerini sıktı.

Andrew karısını bahçeye çıktığında göremedi. "Bilge?"diye seslendi hemen.

Olivia ile göz göze gelince yaşlı kadın,"Arkadaki kuğulu havuzun oradalar lordum,"diyerek selam verdi. "Rengi attı lordum, kraliçemiz için korkuyorum."

Çok hastaydı Bilge , birkaç gündür zorlanıyordu ve kadın gerçekten de çok korkuyordu.

Andrew kafasını salladı ve koşarak dediği yere gitti. "Bilge."dedi hızla. "Sevgilim, neredesin seni bulamayınca çok korktum ya."
Bilge hüzünle yutkundu ve göz yaşlarını sildi. Sessizce ağlıyordu. Gülümsedi,"Kaz almışsınız,"dedi.

Andrew,"Dikkat et kovalar,"diyerek güldü ve bankta yanına oturdu. "Kazlar çok tehlikelidir."

Bilge kaşlarını çattı,"o zaman neden aldınız?"

Andrew iç çekerek karısının omzuna kolunu attı. "Bana seni hatırlatıyordu."
Bilge anlamadı,"Bir kaz mı?"

Andrew güldü." Zarif, güzel, benzersiz ve saldırgan."

Bilge burnunu çekip güldü. "Andrew ya, neden geldin ki sen ya."

Andrew karısının alnına dudaklarını bastırdıktan sonra kokusunu içine çekti ve diğer elini karısının karnına götürdü,"Daha iyi misin?"
Almira'nın hamileliğinde Bilge çok ama çok kilo kaybetmişti. Altmış beş kilodan elli beş kiloya düşen genç kız yaşadığı mide sorunu yüzünden kilo vermeye devam ediyordu.

Bilge kafasını salladı,"Fiziken iyiyim."

Andrew, biraz flört etti. "Zayıflayınca on altılık çıtır kızlara döndün sevgilim, kırk yedi yaşında olduğum için özür dilerim."

Bilge güldü,"Otuz yaşında olduğunu söylesen kimse sorgulamaz. Genç duruyorsun. Performansın da hiç bitmedi."

Andrew karısını iyice sarmaladı. Her ne kadar ayak uydursa da sesindeki hüzün hâlâ belliydi.
"Bilge,"dedi. "Iyi misin?"

Bilge kafasını iki yana salladı. "Değilim." Gözleri doldu tekrar. "Ben ne yaptım da oğlum bana küfür ediyor. Bana bunu neden reva görüyor?"

Andrew karısının karnındaki elini yüzüne götürüp göz yaşlarını yavaşça sildi. "Benden zaten okkalı bir tokat yedi. Küfür ettiği kişi sensin ama sana etmiyor. Vincent'a diyor."

"Ne dedi peki?"

Andrew iç çekti,"Bunu söylemeyeceğim. Cezasını çekiyor zaten. Üzülme lut-"

"Anne,"

William 'ın ağlayan sesini duyunca susup arkasındaki oğluna baktı.

"Anne gelebilir miyim?" Will burnunu çekti ve olduğu yere mıhlanmış gibiydi. Andrew kımıldamasınlar diye uyardığı çocuklarından biri geldiği için esasen kızmalıydı ancak gelmesi iyi olmuştu.

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin