Taş yürek

Özel Bölüm

Bilge onu dansa kaldırmayı isteyen Avusturya Arşidük'ü Francis ile dans ederken,"Bu ne farklı bir tercih,"diye konuştu genç adam. Bir yetmiş sekiz boylarında, atletik yapısı vardı.
Bilge'ye konuşurken son derece cilveli ve flortoz davranıyordu.

Andrew, karısı dekolte giymesin diye ona baskı yaparak kadını bir yas elbisesi giymeye zorlamıştı ancak gözden kaçırdığı bir şey vardı.

Tüm soylular, açık saçık giyinmiş bunca kadının arasında papatya tarlasındaki gelincik gibi duran Bilge'ye farklı bir şekilde bakıyorlardı.

Onu daha da çok merak ediyorlardı.

Bilge yapmacık bir şekilde gülümsedi,"Değil mi, farklı bir tercih."

Atilla, Vincent ve William annelerinin dans ettiği adama bakarken burunlarından soluyordu.

Atilla on bir kardeşler dokuz yaşındaydı, henüz çok büyük değillerdi.

Yine de çok gerginlerdi.

Andrew ise Japon prensesiyle dans ederken kadının bu kadar naif olmasının şaşkınlığını yaşıyordu.

Kadın devamlı özür diliyor, merakla birkaç soru soruyordu.

Devamlı özür diliyordu çünkü Andrew'in delice bakan gözleri karısının üzerindeydi ve Japon prensesi onu sıktığını düşünüyor, sorduğu sorulardan önce özür diliyordu.
Genç adam vals yapmayı öğrenmiş karısını izlerken mest olmuştu.

Ancak fark ettiği durum,
Canını,
Çok,
Ama,
Çok sıktı.

Çoğu soylu sürekli Bilge'ye bakıyordu.

Lanet olsundu!

Japon prensesini şarkının eş değiştirme kısmına gelmeden yavaş yavaş  Francis ve Bilge'nin yanına yaklaştırdı.

Bilge ona sürekli bir şeyler anlatan adamı dinliyor numarası yapıyor, sadece kafasını sallıyordu.

Kocasını da bir türlü göremedi.

Çünkü ona hep arkası dönük kalmıştı.

Derken Franci,"Ah leydim,"dedi. "Eş değiştirme kısmı geliyor, sizden uzak düşmek ne hüzün verici."

Bilge güldü,"Kötü mü oldu sanki Lordum, bir başka kraliçe veya prenses ile dans edeceksiniz." Fısıldadı. "Şansınız varsa evli olmayanına denk gelirsiniz."

Francis kahkahalarla yanına yaklaşan Kral'a baktı ve,"Siz baya şanslısınız."derken aniden herkes bir yandaki çift ile eş değiştirdi.

Bilge yuvarla oluşturmuş soylulardan hangisine düştüğünü merak edecekken kocasının kokusu, bedeni ve çapkın sırıtmasıyla,"ŞANSMIŞ!"diye tısladı.

Andrew karısının belini farklı bir şekilde tuttu. Daha bir kendinden emin, daha bir sahiplenici.

"Kraliçem,"dedi önce öfkeli karısına,"Yine düştünüz kollarıma."

Bilge sinirle dişlerini sıktı,"Dikkat et kırmayayım o kollarını!"

Andrew,"Resmen kara bir panter avladım."diyerek keyiflendi. "Ve o panter beni ısırsın diye canımı verebilirim."

Andrew karısının yanağına kaçamak bir öpücük kondurup,"Çok güzelsin sevgilim."dedi aşkla. "O kadar güzelsin ki-ah!"

Aniden Bilge'nin topuğunun ayağına batması ile sustu.

Bilge,"Senin yüzünden,"diye tıslamaya devam etti. "Bok gibi bir kıyafetle balodayım ve herkes dalga geçer gibi bana bakıyor!"

Andrew burnundan sertçe nefesini vererek,"Sana ondan bakmıyorlar!"diye homurdandı. "Seni arzuluyor orospu çocukları."