Taş yürek

Bölüm 34

Bilge yutkunarak ayağa kalktı."Andrew o kadınla aynı masada oturmak istemiyorum! Dilersen bir de soyunup hep beraber sevişelim! Bu ne genişlik böyle!"

AMAN TANRIM!

BİLGE'NİN ÇENESİNİN KAYIŞINA NE OLMUŞTU BÖYLE?

Andrew şaşkınlıkla,"ARTIK TERBİYELİ OL!"dedi. "Görmüyor musun böyle ikimiz de acı çekiyoruz!"

Bilge,"Özür dilerim, ben sad-" diyecekken Andrew bileğinden tutup onu malikaneye doğru çekiştirmeye başladı.

Bilge istemiyordu.
"Bırak beni."diyerek kolunu çekiştirdi.

**

Akşam olduğunda Bilge üstüne üstüne gelen duvarlarla iç çekti. Sherlock Holmes,"Leydim,"diye seslendi Bilge'ye.

Bilge kafasını çevirip adama bakınca,"İyi misiniz?" Sordu.

Bilge kafasını iki yana salladı,"İyi değilim dedektif, Jennifer canımı çok sıkıyor."

Sherlock, Edward ve Andrew'i dinleyip dinleyip kıkırdayan kadına döndü.
"Ben de pek sevmem kendisini. Tıpkı onun beni sevmediği gibi."

Bilge şaşırdı,"Aranızda bir şey mi geçti?"

Sherlock parmaklarıyla sakalını ve bıyığını tarayarak gülüşünü eliyle kapattı. "Lordumuzu aldattığını ortaya bizzat çıkartan kişiyim Bilge."

Bilge sabır çekti,"Bende bunu anlamıyorum dedektif," sıkıntı içindeydi. "Bu kadın bunca şeyden sonra nasıl olurda benim ve Lord Andrew 'in malikanesine gelir? Nasıl olur da bizim soframıza oturur, nasıl bizimle yemek yer? Andrew buna nasıl izin verir!"

Sherlock iç çekti,"Çocuğunun annesi, Jennifer'ın babası oldukça zengin bir dük. Kralın yanına geçmesi Andrew için iyi olmaz. Yanında tutmaya çalışıyor ki Bilge, emin ol bana boşanarak yeterince ters düştü zaten."

Bilge küfür etti. Sherlock kızın ettiği küfür ile,"Başka bir zamandan geldiğini her şeklinle belli ediyorsun Bilge." Diye fısıldadı.

Bilge,"Andrew böyle yapınca gözümden düşüyor. Bir de çocuk istiyordu benden, gerzek herif."homurdanmaya devam etti.

Sherlock dudaklarını ısırdı. "Sana bir sır vereceğim Bilge."

Bilge kafasını Andrew ve Jennifer 'dan alıp Sherlock'a çevirdi. "Dinliyorum Sherlock."

"Andrew istediklerini almış olabilir."
Belli ki lord hâlâ saklıyordu,

Sherlock kızın bilmesi gereken şeyi söyleyebileceği şekilde söyledi."Bu da ne demek?" Bilge anlamadı. Kaşlarını çattı.
Daha doğrusu,
Bilge anlamıştı,
Ve bu hiç hoşuna gitmemişti.

Sherlock eliyle ağzına fermuar çeker gibi yaptı,"Ben buraya geldim çünkü seninle konuşmak istediğim başka şeyler var. Sizin evliliğinizi değil."

Bilge sabır çekerek sustu. "ne bilmek istiyorsun?"

Sherlock ayağa kalkıp,"Bahçeye çıkalım mı leydim?"diye sordu. Genç kıza elini uzattı ve tutması için bakışları ile ısrar etti.
Bilge, Sherlock'un elini tutup ayağa kalktı.

Tam o sırada Edward da , Andrew de onlara baktı ama ikisi de onlara karışmadı.

Sherlock ve Bilge bahçeye çıktıklarında,"Sır Arthur ile konuştum."dedi genç adam. Bilge oflayarak,"Ve?"dedi.

Sherlock omuz silkti,"Arthur'a günlük tutup tutmadığını sordum ve bana bolca kahkahayla karşılık verdi."

Bilge göz devirip,"Niye söylesin ki?"diye merakla sordu. "Neden söylesin, yaptığı şeyi neden açık etsin?"