Özel Bölüm

1.2K 128 37
                                    

Andrew karısının tombul karnına bakıp Edward 'a,"Yakında doğum yapacak."diye fısıldadı.

Edward, yeşil gözlerini abisinin lacivert gözlerine dikerek baktığında abisini anlamaya çalıştı. "Neden korkuyorsun? Daha önce beş kere daha doğum yapmadı mı?"

Andrew kafasını salladı. "Evet yaptı ancak içlerinden birinde neredeyse onu kaybediyordum." Bilge'yi işaret etti. "Ve şu an tıpkı o doğumdaki gibi karnı kocaman."

Bilge, küçük kızı Almira'ya,"Beni neden bu kadar yormak hoşuna gidiyor?"diye sordu hüzünle. "Sürekli ağlaman beni çok üzüyor, yoruyor görmüyor musun gerçekten Almira."

Almira dudak büktü ve burnunu çekerek babasını aradı.

Henüz iki yaşındaydı. Bilge kızının gözlerinin dolduğunu görünce dayanamayarak,"Bana sarılır mısın?"diye sordu. Almira titreyen dudağı ile kafasını salladı ve kendisini daha fazla tutmayıp hüngür hüngür ağlayarak annesine sarıldı.
Bu çığlıklı ağlayışla birlikte Edward ve Andrew onlara döndü.

Andrew yavaşça ayağa kalktı ve direkt,"Mira!"dedi sevgiyle. "Babacım, ne oldu?"

Güneş, arkadaşının yorgun yüzüne baktığında hüzünle tebessüm etti. Geçen gece konuştukları sohbet aklına gelince hüzün dolmuştu ama kimseye anlatamamıştı.

Anlatamazdı.

Bilge ona bir gece yarısı bahçede oturmayı teklif etmiş, sallanan sandalyede,"Güneş,"demişti.

"Efendim hayatım?" Güneş hamileliğin yüzündeki güzellikle birlikte harmanlandığı yakın arkadaşına, kardeşine sevgiyle karşılık verdi.

Bilge elini karnına koydu."burada bir bebek yok farkındasınız değil mi?"

Güneş dudaklarını birbirine bastırıp kafasını salladı. "Ama ben sana inanıyorum, sağlıkla doğum yapacaksın."

Bilge gözlerini dolsa da gülümsedi,"Bende bana inanıyorum ancak doktor Almira'nın zorlu doğumundan sonra çok telaşlı. Kraliçe değil de Kralın kiymetlisine bir şey olmamalı dediklerini duydum." Yutkundu,"Benimle birlikte Atilla ve Vincent da duydu."

Güneş şaşırdı ve suskunluğu Bilge'ye devam ettirdi. "Vincent da Atilla da soğukkanlı gençler. Yine de korkuyorlar."

"Bizim zamanda olsaydık liseye yeni başlamış olurlardı,"dedi Güneş. Sonra birlikte kıkırdadılar. Bilge birden yutkundu ve yanağından ondna izinsiz akan yaşı sildi.

Güneş de kardeşinin bu haliyle sustu.

"Bilge,"dedi Güneş hüzünle,"Ne oluyor?"

"Annem rüyama giriyor,"diyerek hıçkırdı Bilge yüzünü kapatarak. "Ve bende korkuyorum. Çünkü nefes alırken zorlanıyorum, saçlarım çok dökülüyor, sivilcelerim çıkıyor sürekli, bazen göğüs kafesin sıkışıyor ve bir dişim çok ağrıyor,"

Güneş yanında oturmuş kardeşinin elini tutup,"Bilge,"dedi.

Bilge kafasını iki yana salladı ve konuşmasını engelledi,"Ölümden korkmuyorum, ölebilirim benim için problem değil ama çocuklarım çok küçükler."

Genç kadın arkadaşının dediği duygusal cümleleri hatırlayınca gözleri doldu ve bu yüzden dikkatini tekrar karşısındaki manzaraya verdi.

Andrew çığlık çığlığa ağlayan minik kızını kucaklayarak havaya attı.

Almira,"Baba yapma."diye ağlayarak kucağına düştü. Henüz çok küçüktü ve erkek çocukları Almira kadarken onun kadar konuşkan değildi. Almira yavaş konuşuyordu ama yine de konuşuyordu.

Andrew kızının kibarca uyarısını dinleyerek mahcup bir şekilde durup ona sadece sarıldı ve Edward gülmeye başladı,"Lord Andrew iki yaşındaki küçük kızından korkuyor mu?"

Katherine bahçeden içeriye girerken Valeria'yla sohbet ediyordu. Andrew kızının yanağından öpüp kokusunu içine çekti.

Almira babasının yüzünü iki avucuyla tutup burnunu çekti ve mavi gözlerine baktı.

Andrew bir an Bilge'nin küçüklüğü ile göz göze geldiğini sandı. Ve küçük kız babasının yüzüne iyice yaklaşınca koltukta oturan Bilge merakla ikiliye baktı.

Andrew dona kalmıştı. Ayakta öylece kızına bakıyordu.

Almira, Bilge'nin tıpa tıp aynısı olan tek evladıydı.
Andrew o yüzden ne zaman Almira'ya baksa tüyleri diken diken olurdu.

"Babacım,"dedi Almira gözünden akmış yaşlar yanaklarını ıslatmıştı.

Andrew minik ellerin yanağında olmasıyla çok mutluydu.
"Şeni şeviyom."dedi küçük kız. Burnunu çekip ekledi. "Ama annemi de şeviyom ama şayılamıyom ama iştiyom."tekrar dudağı büküldü, sesi de dudağı gibi titredi ve gözleri doldu. "Annemi iştiyom." Kaşları hüznü ile büküldü ve birden kedi gibi babasının boynuna yüzünü gömdü ve hüngür hüngür ağlamaya başladı.

Andrew boynuna kafasını gömmüş ağlayan kızının sırtını okşarken Bilge'yle göz göze geldi.
Bilge kızının dediği ve babasına sarılmış haline dayanamayadı.

Andrew bakışları ile karısına 'sorun yok'sinyali gönderiyordu.

Bilge bir eliyle koltuk kenarından destek aldı bir eliyle koca karnını tutup yavaşça ayağa kalktı.

Andrew karısının yanına gelmesiyle,"Bilge,"diye uyardı onu.

Katharine,"Almira, halacım,"dedi sevgiyle. "Anne geldi halacım."

Almira omuz silkerek babasına iyice tutundu. "Anneme şayılamıyoyum," hüngür hüngür ağlıyordu.

Andrew,"Bilge, dur."dedi karısını Almira'yı kucaklamaya kalkışınca. Bilge,"Ver sen Andrew, çocuk çok ağlıyor."dedi ve kızını kocasının sıkı tutuşundan almaya çalıştı.  "Bilge, sekiz aylık hamilesin."

"Ver."diye sinirle kocasına baktı ve kızı direkt aldı.

Belindeki ağrı, karnındaki baskıya rağmen ağlayan küçük kızını sarmalayarak,"Kurban olduğum,"diye fısıldadı kafasını boynuna gömen kızına. Saçlarını öptü, yavaşça kotluğa ilerledi. "Annem,"dedi. "Ben kardeşi taşıyorum diye çok yoruluyorum sadece."

Almira,"Taşıma onu."dedi annesinden ayrılıp yüzüne yapışmış saçları eliyle itmeye çalıştı. "İştemiyom ben onu."

Bilge hüzünle gülümsedi,"Anne benim olşun iştiyom."

Bilge oturduğu koltukta kızını dizine oturttu ve aralarındaki koca karnına Almira tam eliyle baskı yapacaktı ki Bilge,"Kardeşin de annenin de canı acır."diyince durdu.

Andrew kızının kabullenmemiş olmasına sinirliydi.
Ama kendisine.

Keşke bir bebek daha istemeseydi.

Sinirle Edward 'a döndü. Edward,"Sakin ol lan."dedi. Andrew,"Nasıl olayım Edward sende sokarım senin vereceğin akla ben."diye kızdı sinirle.

Katherine,"Abicim lütfen sakin olun, henüz çok küçük. Kıskançlık yaşaması çok normal."diyerek ayakta duran abisine ilereldi.

"Canı mı acıy?"diye sordu küçük kız. Bilge kafasını salladı,"Senin de mi acıy?" Bilge hüzünle gülümsedi. "Hemde çok acır."

"O jaman yapmiyom."dedi küçük kız. "Seni öpmek iştiyom."

"Gel öp."dedi Bilge yanağını ona çevirip,"Ama bende seni öpeceğim."
Valeria,"Almira,"dedi,"Ablacım," Almira annesini öpüp ablasına baktı,"Ben şana küşüm. Pişsin şen."

"Niye?"dedi Valeria şaşkınlıkla,"Ben seni çok seviyorum."

"Şevmiyon. Aytuyla oynuyon hep."

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin