Özel Bölüm

1.4K 155 26
                                    

Andrew bir askerinin son zamanlarda sorunlar yaratmasından dolayı ona verdiği ağır cezaya karşı tepkisini soğuk gözlerle izliyordu.

"Chris," sertçe askere emir verdi. "Eline koluna sahip çık sikerim soyunu da belanı da senin."

Chris dişlerini sıktı. "Kralım, ben sadece siz İngilizlerin askerlik açıklarını askerlere gösteriyorum." Kafasını kaldırıp adamın yüzüne baktı. Andrew gerçekten heybetli bir adamdı.

"Kurallara uyacaksın Chris."dedi Andrew.

"Ama kr-"

Andrew sabrını sürekli zorlayan adamı sert tokadıyla yerle bir edip,"YETER!"diye gürledi.
"Alın şu beyinsizi yerden. Siktiğimin iskoçu," son cümleyi Türkçe söylemişti ki kimse anlamasın. "Beş gün zindana kapatın biraz gün ışığından uzak kalsın."

**

Bilge bahçedeki havuzun yanında duran rahat şezlongların birinde uzanmış üzümünü yerken Almira ve Arthur havuza giriyor, Valeria bir leydi olduğu için böyle bir şey yapamadığından eteklerini bileklerinin biraz üstüne kaldırmış sadece suya ayaklarını sokarak arada Almira'ya doğru çırpıyor, Atilla, Vincent ve William ise suda güreşiyordu.

Olivia ve Madam Hawkins hepsinin başında nöbet tutarken gizli bahçeye Andrew 'in girmesi ile Jack onu taktim etti.

Bilge ayağa kalkmasa da ağzındaki lokmayı yutup yavaşça doğruldu.
Almira suda sadece merdiven kısmında ayaklarının yere değdiği noktada durmuş eliyle arada suya vuruyor ve zıplıyor gibi yapıyordu. "Baba bak!"diye kahkahalarla güldü,"Bak napiyom!"

Andrew sudaki küçük kızına bakıp gülümsedi. "Arthur,"dedi suya kafasını sokup sokup çıkartan oğluna.
Arthur kafasını kaldırıp iki yana salladı ve yüzüne gelen saçlarını savurdu,"Naber adamım?"

Bilge altı buçuk yaşındaki oğlunun kurduğu cümleyle kahkaha attı ancak Andrew göz devirmişti.

Bilge gelecekten getirmiş olduğu tüm geni resmen Arthur'a vermişti.

Küçük çocuk sudan korkuyordu ve o da boyunu aşmayan yerde ayakta durmuş sadece oturup kalkıyordu.

Andrew karısının yanına giderken söylendi,"Babaya, kral babaya adamım mı denir pezevenk."

Bilge'nin yanına oturunca karısının otuz iki diş sırıtan yüzüne baktı ve göz kırpıp çapkınca sırıttı. "Naber bakalım güzelim?"

Bilge kocasının dediği ile daha keyifli kahkahalar atmaya başladı.

"Arthur bana çok şey öğretiyor,"diyerek iç çekti Andrew.
"Seninle geldiğin zamanki gibi aşk yaşamam için yani."

Bilge baş ucuna oturan kocasının yüzüne dudaklarını uzatıp hafifçe öptü.
Andrew karısının çenesine bir elini götürüp diğeri ile belini okşadı ve hafifçe karşılık verdi. Özellikle de çocukların burada olduğunu unutmamaya özen göstererek.

Kafasını çevirip baktığında derin suda güreşen oğulları ve ayağını suya sokmuş güzel kızını görüp,"Ne güzel eğleniyorlar."dedi.
Bilge şansını denedi.
"İzin ver de Valeria da havuza girsin."

Andrew 'in gülen yüzü birden soldu ve karısına sertçe bakarak,"Kızımın vücudunu merak etmiyorum sevgilim. Valeria'nın sadece güzel kafasını görmek bana yetiyor."

Bilge göz devirdi,"Ne alaka."

"Valeria, havuz kıyafetini giymeyecek. Herhangi bir kıyafetle, abilerinin ve babasının yanında asla."

"Vincent ve William onun abisi değil.",

Andrew sertçe karısından uzaklaştı,"Aynen öyle."

"Ne yapmaya çalışıyorsun?"dedi Bilge sertçe. "O senin kızın,"

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin