Bölüm 25

2.4K 188 12
                                    

"Bilge beni neden affetmiyorsun?"diye sordu Andrew hüzünle.

Bilge iç çekerek çorbayı içmeyi kesti. "Andrew,"dedi. "Bu bana ilk vuruşun değil." Dişlerini sıktı,"Seni affettim ve bir kere daha yaşadım, bir daha seni affederim sanıyor olman senin kabahatin."

Andrew kaşlarını kaldırdı,"Haklısın evet."dedi.

Bilge kafasını salladı,"Haklıyım evet."

Edward salona,"Hepinize merhabalar!"diyerek girdi. "Büyücü kız, nasılsın?"

Bilge kafasını çevirip adama gülümsedi. "İyiyim Edward."

Andrew tek kaşını kaldırdı.

Neden Lord Edward dememişti ki?

Edward ağabeyine baktı,"Lordum zatı şahaneniz nasıllar?"
Andrew kaşlarını çattı,"Pek iyi değilim." Bilge 'yi gösterdi,"Benimle konuşmuyor."

Edward kahkahalarla kıza baktı,"Lord Andrew 'e trip atabilen tek kadınsın."

Bilge,"Trip atmıyorum,"dedi. "Bu trip bile değil, ben sadece kırgınım."

Andrew oflayarak,"Kaç kere özür diledim bilmiyorum."dedi.

Bilge omuz silkti. Edward"Bilge bize biraz müsade eder misin ağabeyimle konuşmam gereken bir şey var da."dedi.

Bilge direkt ayağa kalktı,"Veririm Edward."

Andrew yine kardeşinin ismini kızın dudaklarında böyle arı bir şekilde duyunca dişlerini sıktı.

Bilge neden siktiğimin Lord kelimesini kullanmıyordu!

Bu yakınlık da neydi!

Genç kız çıktığı gibi Andrew,"Ne konuşacaksın?"diye sordu.

Edward,"Aslında sana bundan asla bahsetmeyecektim ama evime gittiğimde oturup düşündüm,"dedi yorgunlukla. "O kadar çok düşündüm ki başım ağrıyor."

Andrew kaşlarını çattı,"Anlat."

Edward iç çekti,"Bilge hakkında konuşmak istiyorum." Eliyle saçlarını karıştırdı. "O buraya ait değil ağabey."

**

Andrew öfkeyle odasında bir o yana bir bu yana yürüyordu.

Bir cadı ile mi evlenmişti!

Bunu nasıl yapardı!

Ah çok basit,
Bilge onu da büyüleriyle zehirlemişti.

Gece olmuş uykusu gelen Bilge odasına girdiğinde burnundan soluyan adamı görmüş yine korkmuştu.

Ama bu sefer kendisi de durmayacaktı.
Gerekirse vuracaktı.

"Merhaba Bilge."dedi Andrew dişlerini sıkarak.

Bilge kafasını salladı,"Merhaba Andrew."

Arkadan bağlanan elbisesi yüzünden ofladı genç kız.

Başkasını çağırmak istemiyordu, Andrew 'e medet ummak da istemiyordu.

Giyinme odasına gitti ve ellerini sırtına götürüp ipleri aradı.
Uğraştı.
Eline ucu gelen ipi tutup çekti ama bu daha da düğüm etmişti.

Omuzlarını düşürerek odaya geri girdi ve adamın önüne gelerek,"Rica etsem iplerimi açabilir misin?"diye sordu.

Adamın sert duruşu yutkunmasına sebep oluyordu.

Genç adam gözlerini kısarak sessizce kızın yüzünü inceledi.
Bilge adamdan ses çıkmayınca,"Sanırım açmazsın."diye iç çekti ve arkasını dönerek giyinme odasına gitmek için bir adım atacaktı ki Andrew aniden koca elini kızın göbeğine götürüp sırtını göğsüne yasladı.

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin