Bölüm 66

1.3K 128 15
                                    


Diana aldığı cevapla renkten renge girerken Olivia donakalmış yüzü ile kurabiye ve pastaları servis etti.

Andrew'se böyle bir cevap beklemiyordu, boğazını temizledi ve,"Pekâlâ Hanımlar!"dedi ortamdaki gerginliği biraz olsun alabilmek için. "Hiç şüphesiz ki yarın yağmur yağacak, siz ne düşünüyorsunuz Leydi Diana?"

Diana, omzuna tekrar düşen kızıl saçlarını geriye doğru eliyle atıp, sakinleşmeye çalıştı. Tekrar gülümsedi. "Bence yağmayacak sevgili Lordum, umarım yağmaz da.".

Bilge alaylı bir şekilde ikisine de baktı. Andrew kafasını çevirip yanında duran karısına,"Peki sence sevgili karım?"diye sordu.

Bilge,"Sevgilim,"dedi adama keyifle bakarak. "Ekim ayındayız. Şüphesiz ki Ekim ayı, İngiltere'de neredeyse her günün yağmur yağacağını işaret eder. Ve ayrıca bugün nem son derece fazlaydı. Seninle bahçede çimlere dokunma şansı buldum, kuruydular. Yarın yağmurun yağacağına işaret eder gibiydiler. Kesinlikle yağacak."dedi.

Andrew çapkın bir şekilde gülümsedi ve,"Seninle bahçede çimlere uzanmaktan keyif aldım Leydim,"dedi.

Diana solgun tenini canlandırır umuduyla kullandığı kırmızı renkli eldivenli elini fincanına ve yanındaki mini kristal bardaktaki süte uzatarak içine döktü.

Bilge yüzünü hafifçe buruşturdu. Bu tepkisi istemsiz oluyordu. Süt ve çay, Bilge için asla alışamadığı bir lezzetti.

Andrew yanındaki karısını kendisine çekme isteğiyle boğuşurken Diana"Lordum acaba?"diyerek başladı cümleye. Çayından bir yudum aldı. Bilge kızın fincan tutuşuna göz devirmek istedi.

Bu Jennifer 'dan da değişik bir vakaydı.

Bu neydi böyle?

Bilge bayılacaktı.

Küçük parmağı havada iki parmağı ile fincan tutmak rezalet bir sözde kibarlık gibi duruyordu.

Andrew kadının çayı içmek için cümleyi tamamlamamasına sinirlendi. "Evet Leydi Diana?" Yine de sabrını muhafaza etti.

"Sizinle özel konuşma şansına tam olarak ne zaman erişebilirim?"

Bilge kaşlarını kaldırarak güldü,"Rahatsız mı ettim Leydi Diana?"

Andrew keyiften dört köşe oldu. Bilge tarafından kıskanılmak harika hissettirmişti.

Diana,"Hayır leydim ancak bu biraz özel."dedi.

Bilge alaycı davranmaya devam etti. "İngiltere ve İrlanda'da hatta daha doğrusu bu dünyada kocam ile özeli olan tek kadın benim Leydi Diana. Sizin bir özeliniz yok."

Diana git gide daha da bozuluyordu.

"Sizden öncekileri konuşacağızdır belki de Leydi Daisy."

Andrew kaşlarını çattı. Tam kızı tersleyecekti ki Bilge ondan önce davranarak,"Çok konuşulası değeri olsaydı emin olun olduğum yerde siz otururdunuz."diyerek gülümsedi.

Andrew gözlerini yavaşça yumdu.

Felaketti.

Tüm ev çalışanları dudaklarını ısırıp gözlerini belertirken Olivia,Bilge'nin öfkesini görüyordu.

Bilge resmen cayır cayır yanıyordu.

Diana meydan okudu,"Emin misiniz?"

Bilge kaşlarını kaldırdı,"Emin olmamı gerektirecek kadar değerli değilsiniz?"

Andrew,"Tamam."dedi sertçe kadınlara. "Öncelikle Leydi Diana. Karım ile kesinlikle düzgün konuşmanızı istiyorum, aksi takdirde sizi uğurlamak zorunda kalırım, ikimizde böyle bir tatsızlık yaşansın istemeyiz. Ve tabii sen sevgilim, dediğin gibi canını sıkacak konular değil bunlar o yüzden biraz daha sakin olmanı istiyorum. Leydi Diana, karıma olan sevdam aciz dilimin çözemeyeceği bir bilmece gibidir. Hiç şüphesiz ki ona karşı yapılan bu saygısızca davranışa tahammülüm yoktur. "

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin