Bölüm 46

1.4K 138 4
                                    

Bilge, Andrew küfür ettikten sonra tekrar dudaklarına sarıldığında hiç itiraz etmeden öpmeye devam etti.
Ancak kapı öyle bir vurulmuştu ki genç kız korkuyla irkildi ve birden Andrew 'in dudağını ısırıp kanattı.

Andrew bana mısın demedi ancak Bilge,"Ay çok özür dilerim!"diyerek geri çekildi.

Andrew dudağından çenesine akan kanı umursamadan nefes nefese,"sorun yok."dedi. Gözlerini yumdu ve Bilge'nin kokusunu içine çekti.

Kapı yine güçlüce vurulunca öfkeyle kızı indirdi.

Bilge eteğini düzeltirken, Andrew öfkeyle arkaya döndü ve tüm göğsünün açık olmasını umursamadan,"Ne var!"diye bağırarak kapıyı açtı.

Jennifer ve Rose ile karşılaşınca sinirle derin bir nefes aldı,"Ne oldu?"

İki kadın da tüm gömleği açık, dudağı kanamış adamla biriyle kavga ettiğini sanarak telaşlandılar.
Rose,"Bu halin de ne!"dedi ilgiyle.
İçeri girip oğlunun yanaklarını tutup başka bir yerinde hasar var mı diye kontrol etti.

Jennifer,"Lordum biriyle kavga mı ettiniz?"diye sordu merakla.

Bilge utanarak arkasını dönmek istedi. Başını öne eğdi. Rose oğlunun arkasındaki kıpırtıyı görünce kafasını kaydırıp baktı ve,"Skandal."dedi çatık kaşlarla.

Jennifer kadının tonlaması ile baktığı yere dönünce gözlerini belerterek,"Lordum siz-" utanarak sustu. "Ama dudağınız-" devam edemedi. "Skandal."diye fısıldadı zorla.

Andrew,"Dışarı."dedi sinirli bir bıkkınlık ile. "Hadsizliğiniz için sen Leydi Rose. Artık malikaneme kesinlikle girmen yasak ve sen," Jennifer 'a baktı. "Artık malikanenin güney cephesine adımını bile atmayacaksın. Attığın an bacaklarını bizzat ben kıracağım Jeni. Sabrım.Bitti!"

Onları iteleyerek kapı dışarı etti ve kapıyı kapattı ve ardından kilitledi.

Bilge dudaklarını birbirine bastırarak gülüşünü gizlemeye çalıştı. Andrew,"Sırıtıyor musun sen?"diyerek çapkınca yandan sırıttı.
Bilge ellerini 'ben suçsuzum'der gibi havaya kaldırıp,"Utandım."dedi.

"Tamam o zaman hemen sevişelim ki boşa utanmış olma."

Bilge gülerek kafasını iki yana salladı. "Önce Atilla'yı emzirmeliyim."

Ona tek kaşını kaldırıp yaklaşan adamla kıkırdamasını saklayarak yavaş yavaş geri adımladı.

"Buraya gel Bilge."dedi Andrew sakince.

Bilge,"Hayır,"diyerek tebessüm etti ve tam arkasını dönüp kaçacaktı ki Andrew hızla ileri atılarak kızı belinden yakalayarak kucakladı. Bilge çığlıklarla kahkaha attı. "Andrew dur."dedi.

Andrew kızı omzuna atarak odadan çıktığında Bilge onunla bu kadar mutlu olduğuna inanamıyordu.

**

Bilge bebek emzirdikten sonra yatağa girmesiyle yorgunluktan bayılmış adama güldü. Adam tek gözünü açarak,"Sessiz ol küçük kız, Lord'un uyumak istiyor."dedi ve tekrar kapattı.

Bilge,"Lordum iki sekse gelemiyormuş görmüş olduk."diyerek yatağa girdi.

Andrew homurdandı. "Gece yarısından beri sevişiyoruz Bilge." Birden hafifçe tebessüm etti. "Saat sabahın altısı."

Bilge yatakta ona döndü ve,"Bundan şikayetçiymişsin gibi hissediyorum."dedi.

Andrew karısına dönerek kafalarını aynı hizaya getirdi ve dudaklarına uzanıp ufak bir öpücük kondurdu,"Değilim."dedi. "Ancak öfkeliyim. Çünkü daha fazla uzatamadım."

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin