Bölüm 30

2K 175 5
                                    

"Bilge, ne geziyorsun ayakta?''

Bilge göz devirip,"Kilo aldım sayın lordum."dedi. "Bir aydır sizin zorunuzla dinleniyorum. Elbiseler sıkıyor, "elini boynuna götürdü. "Gıdım çıktı, göbeğim var. Fit değilim."
Andrew gülmek istedi ancak sert bakışlarını bozmadan,"Çirkinleşmekten mi korkuyorsun?"diye sordu.

Bilge yanaklarını şişirip,"Hayır Lordum."dedi. "Kilonun bana yakıştığına eminim,"

Andrew kafasını salladı ve yandan sırıttı,"Kesinlikle bende."

Bilge'nin dolgun vücut hatları iştah açıcı geliyordu. Bir aydır uzaktı o bedenden...

Bilge kaşlarını çattı,"İzniniz olursa,"dedi. "Sizinle ne zaman çalışmalara devam edeceğimi sormak istiyorum,"

Andrew iç çekti ve elinde tuttuğu, Bilge gelene kadar okuduğu, gazeteyi kapatıp katladı. Oturduğu yerde derin nefeslerle duruşunu düzeltti. "Bugün misafirlerimiz var Bilge. Bugün olmaz. Yarın akşam nasıl sence?"

Bilge omuz silkti,"Bana fark etmiyor. Natalie ile konuşmama tahmini ne zaman izin vereceksiniz lordum-"

Adam sinirle sözünü kesti. "Bana lordum diyip durma!" Öfkelenmişti. "Andrew de!"

Bilge gözlerini sonuna kadar açarak,"Demiyorum."diye sakince meydan okudu. "Asla demeyeceğim."

Andrew yavaşça ayağa kalkıp kıza doğru ilerledi. "Ne demek asla demeyeceğim?"

Bilge kaşlarını kaldırdı,"Sizler benim samimiyetimi hak etmiyorsunuz. Aptal Bilge gitti. Püf oldu uçtu."

Andrew,"Demek öyle,"diye fısıldadı ve kızın burnunun ucuna girip,"Sevişirken ki samimiyetin peki Bilge," dudaklarını öpmek istedi. "O zamanki samimiyetini hak ediyor muyum?"

Bilge acımasız davrandı,"O samimiyet değil Lordum," acıyla gülümsedi. "Görevim."

Andrew kızın beline elini atıp vücutlarını birleştirdi. "Yapma şunu Bilge,"dedi.

Bilge anı hareketiyle yutkundu ve adamın vücudunu yakınında hissetmesi kalbini hızlandırdı.

"Lordum,"dedi kafasını öne eğerek. "Bugün ki misafirleriniz için hazırlanmama izin verin."

Andrew kızın güzel kokusunu içine çekti,"Leydim," çenesini kuş tüyü hafifliğinde tutup kaldırdı ve boynuna bir öpücük kondurdu. "Seni seviyorum."

**

Bilge aldığı kilolar yüzünden gergin ve sinirliydi.
Üstelik Olivia 'nın,"Yüce tanrım! Noldu sana!"diye bağırmasından sonra.

Kıyafetini aynada kontrol ederek açık gerdanına parfüm şişesinin çubuğunu yavaşça sürdü.

Bu kokuyu seviyordu.

Sonra iç çekerek siyah saçlarını kontrol etti.

Evet hazırdı.

Ayakkabılar dışında.

19.yüzyılın ayakkabılarından nefret ediyordu.

Aşağıya yavaş yavaş indi. Andrew merdivenlerden gelen sesle kafasını kaldırıp karısına baktı.

Edward da,

Edward,"Vay canına."demeden kendisini alı koyamadı.

"Kilo yakışmış,"diye fısıldadı Andrew. "Hem de çok."

Bilge ona far görmüş tavşan gibi bakan adamlarla göz devirmek istedi.

"Merhaba lordlarım, ben hazırım."kafasını çevirip masaya baktı. "Masa da hazır görüyorum ki," yutkundu.

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin