Bölüm 32

1.8K 173 12
                                    

NEDEN HİÇ YORUM YAPMIYORSUNUZ!

**

Bilge yatağa uzanmıştı ancak Jennifer'ın burada olmasıyla tüm rahatlığı, keyfi, uykusu kaçmıştı. Anlayacağınız uyuyamıyordu.

Andrew'de gelmemişti. Biraz çalışması gerektiğini söyleyerek kızı yatağa göndermişti.

İyice canı sıkıldı.

Oflayarak doğruldu. Bari Andrew gelseydi de onu düşünüp durmasaydı.
Tam yataktan kalktı, aklına Jennifer ile ilgili güzel planlar geldi.

Kaynar yağı uyuyan o pürüzsüz beyaz yüzüne atmak gibi...
Ama Bilge cani değildi.
Cani olsaydı yapardı.

Önce dilsiz uşakta asılı sabahlığını üstüne geçirip,"Sanki nerem görünüyor da,"diye homurdandı.
Odanın kapısına yönelerek yavaşça koridora çıktı.
Andrew 'in çalışma odasına gidecekti.

Hem bakacaktı,
Ne yapıyor, gerçekten tek mi?
Hem de yatağa gelmesini isteyecekti.

Koridorun sonundaki odaya vardığında boğazını temizleyerek kapıda bekleyen yardımcıya baktı. "Çekil Thomas."

Thomas başını eğerek,"Leydim, Lordumuz kim olursa olsun çekilmemem gerektiğini söyledi."diye konuştu hızla.

Bilge,"Çekilsene Thomas!"diye çıkıştı.

Thomas kafasını yerden kaldırmadan iki yana salladı. "Emir netti leydim."

Bilge sinirlendi. "Çekil Thomas!"

"Lordumuzun emri."diyerek kızla göz teması bile kurmadı.

"Benim emrime karşı geliyorsun!" Şaşkındı.
Gözleri dolunca tam küfür edecekti ki içeriden güçlü bir ses geldi. "Thomas!"

Thomas hızla arkasını dönerek kapıyı açtı ve içeri girip tekrar kapıyı kapatacaktı ki Bilge elini koyarak engelledi.

Thomas'ı iterek,"Andrew!"diye küçük çocuk gibi şikayet etmeye başladı.
Andrew şaşkınlıkla kafasını kaldırıp karısına baktı.

Gözleri mi dolmuştu?

Ne olmuştu yine ya?

Bilge, Thomas'ı gösterdi,"Bu içeri girmeme izin vermiyor Andrew!"

Andrew başını öne eğmiş yardımcısına kafasını çevirip baktıktan sonra gülesi geldi.
Ama ciddiyetini koruduğu yüzüyle karısına döndü.

"Bana giremezsin diyor ya!"

Andrew, Thomas'a baktı tekrar.

"Düşes'ine öyle mi dedin Thomas?"

Thomas başını kaldırmadı. "Ben sadece emirlere uydum lordum."

Andrew,"Bir daha benim leydimi üzersen Thomas,"diyerek ayağa kalktı. "Yengenle köydeki lahanaları toplamaya kendini hazırla." Bilge'nin ona bakan büyük gözlerine döndü ve iyice yaklaşarak yanaklarını tutup alnını öptü. Sonra da kızı kendisine çekerek sarıldı. "Şimdi git ve bana Kont Adam'ı bul. Uyandır ve getir."

Bilge adamı koklayıp üstünde kadın kokusu var mı kontrol etti çaktırmadan.

Thomas,"Emredin majesteleri."diyerek koşar adım odadan çıktı.

Sonra karısını biraz uzaklaştırıp yüzüne baktı,"Bunun için ağlamış olamazsın Bilge."dedi.

Bilge,"Niye uyumaya gelmiyorsun?"diye sordu kaşlarını çatarak.

Andrew şaşırdı,"Çalışıyorum Bilge."

Bilge,"Neden bu saatte çalışıyorsun, gündüzü neden yok sayıyorsun?"diye sordu elleriyle adamın kollarını tutup.

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin