Bölüm 142

1.7K 153 30
                                    

Atilla babasına sert bakışlarla bakarken Andrew,"Duke amca haklıymış." diye homurdandı. Yemek masasında kafasını kesinlikle o tarafa çevirmiyordu.

Bilge anlamadı,"Ne oldu?"

Andrew bifteğini bıçakla yavasça kesti.
"Atilla bana öfkeyle bakıyor."

"Ne yaptın ki?"

Andrew boğazını temizledi. Süleyman ve Gracia gülüp Atilla'ya baktılar ama bebek babasına odaklanmıştı. Süleyman şaşkınlıkla,"Vay canına. Bana Afrika'daki kaplanları hatırlattı."

Bilge gülümsedi. "Atilla,"dedi. "Ne oldu annem?"

Atilla onu çağıran annesine baktı ve birden dudak büktü.

Bilge şaşkınlıkla sandalyesini geriye itti. "Atilla ne oldu?"diyerek ayaklandı.

Andrew karısının değişen sesi ile oğluna döndüğünde dudağını bükmüş tombul Atilla'yı görünce,"Atilla?"dedi korkarak.

Bilge oğlunu kucağına aldığı gibi Atilla ağlamaya başladı. Abisinin ağlaması ile dudak büken Valeria burnunu birkaç kere çekti.

Katherine dudağını ısırırken Kaan,"Allah Bilge bacıma yardım etsin."dedi. Katharine gülümseyerek kocasına döndü.
"Bizim de çocuğumuz olacak Kaan, neden böyle diyorsun?"
Kimse duymasın diye fısıldamıştı.

Kaan,"Hmm..."diyerek karısına yaklaştı. "Öyle mi diyorsunuz Leydim, hemen başlayabilir miyiz çalışmalara?"

Katherine utanarak,"Ay sende."dedi ve kocasını zayıf bileğiyle hafifçe itti.
Kaan keyifle onu iten eli öpünce Andrew,"Höst."dedi ve masadan kalktı. "Hayırdır Katharine?"

Kızı Valeria'nın yanına gitti. "Düğüne daha bir hafta var, ne bu samimiyet?" Ağlayacak bebeği kucağına aldı ve yavaşça öptü. Sonra da sertçe,"Sen müslüman değil misin lan?"diye Kaan'a baktı. "Haram değil mi!"

Katharine gözlerini belerterek,"A-abi."dedi.

Kaan,"Bacı da size haram lordum."diye aniden ağzından kaçırınca Bilge,"BEN NE ALAKA BE?"diye sesini yükseltti.

Süleyman,"Yarım akıllı."diye fısıldadı Kaan için.

Andrew,"Onun benimle evliliği bu ülkede geçerli."dedi dişlerini sıkarak. "Sen kimsin de benim karım hakkında -"
Bilge dudağını korkuyla dişledi ve
kucağındaki Atilla ile kocasının yanına gitti.

"Andrew, Atilla Baba diyor."diye araya girdi. "Kaan da kendi sınırlarını aştığını söylüyor. Aşk için. Benim gibi. Dine karşı gelmiyoruz. Bizde seninle imam nikahı kıymıştık!"

Andrew öfkeyle Katherine 'e baktı. "SEN DİNİ NİKAH MI KIYDIN?" sesi tüm yemek salonunda yankılandı.

Bilge,"BEN ÖYLE BİR ŞEY DEMEDİM!"diye korkuyla bağırınca Andrew daha da sinirlendi. "OLİVİA! TÜM BEBEKLERİ AL VE ODALARINA GÖTÜR!"

Valeria babası bakıyordu şaşkınlıkla. Bebek sesleri çıkartınca Andrew kafasını ona çevirmeden,"Şimdi olmaz İnci. Şu an sinirliyim. Sana bakarsam sinirim geçer."

Valeria dudak bükerek burnunu çekti ve cılız sesiyle ağlamaya başladı.

Andrew ona bakmadan öptü,"Sana bakamam prensesim. O zaman yumuşar, yapmam gerekeni yapamam." Valeria babasının yüzüne elini koydu. Andrew baktı ki yumuşayacak,"OLİVİA!"diye dişlerini sıkarak emir verdi.

*

"KONUŞUN!"

Andrew sessizliğe dayanamadığından öyle öfkeli bağırmıştı ki herkes olduğu yerde sıçradı.

Süleyman ve Gracia içeride değildi.

Andrew istememişti.

"A-abi biz sadece," Katherine ağabeyinin sert mavi gözlerine korkudan bakamıyordu bile. "Biz sadece,"Andrew konuşmayan, sadece kem küm eden kardeşinin sözünü kesti.
"Siz sadece ne!"

"Biz sadece birbirimize alıştık."diye fısıldadı Katherine. Söyleyememişti. Söyleyemiyordu.

Bilge,"Evet!"diyerek gülümsemeye çalıştı. "Bir hafta sonra çocuk bile yaparlar Andrew. Bizi ne ilgil- pekâlâ, söylemedim say." Kocasının alev atan gözleriyle somurttu.

Andrew,"Sen gitsene anne babanın yanına."dedi hoşnutsuz ifadeyle.

Bilge kaşlarını çattı,"Neden gidiyormuşum?" Kızdı. "Burada duracağım."

Kaan,"Bakın lordum,"dedi. "Katharine 'in bana helal olması için benim dinime uygun bir nikah kıymamız gerekiyor. Bilge bacımın size helal olmamasının sebebi din yasaklıyor müslüman kadınla ehli kitap erkeğinin evlenmesini. Ama müslüman erkekle ehli kitap kadını evlenebilir."

Bilge gülümsedi. "Sende Müslüman olsan ben günaha girmekten kurtulurum be Andrew. Kimsenin duymasına gerek yok, tek demen gereken eşhedü-"gözlerini kaçırdı. "Tamam."

Andrew burnundan nefesini verdi."Kız kardeşim Anglikan. Değişmeyecek. Katherine, bana söz verdin! Sen sözünden dönmezdin!" Bilge ofladı,"Andrew sen de imam nikahı kıydın bana. Müslüman olmadın. Hem neden bu kadar önemli bu din olayı anlam-"

"BİLGE BIRAK İSLAMİYETİ, KATOLİK OLSAK TAHT ELİMİZDEN GİDER!"diye sözünü kesti Andrew.
Hepsi ayaktaydı. Bilge kocasının yakınında Kaan ve Katherine ise Andrew'in karşısında oturuyordu.

Bilge kaşlarını kaldırıp,"Şimdi anlıyorum."dedi. "Çocuklara ondan şimdiden fitne veriyorsun." Son cümleyi fısıldamıştı.

Andrew kaşlarını daha fazla çatamadı. Çünkü son sevideydi zaten!

"Duyuyor musun Katherine beni!"diye gürledi Andrew. "Verdiğin sözü tutmayacaksan bu evliliğe onayım yok."

"Abi ben sözümün arkasındayım."dedi Katherine sakince. "Lütfen bağırma."

Kaan elini yumruk yapınca Bilge gözlerini belerterek,"Kaan sakın,"dedi Türkçe. "Aç şu yumruğunu!"

Kaan direkt açtı ve,"Bilge bacı adama bak ama,"dedi sinirle. "Katharine benim karım."

"Biliyorum, susun ve köprüden geçene kadar ayıya dayı diyin yeter!"

Andrew dişlerini sıktı,"Tez vakitte."dedi Bilge'ye. "Şu siktiğimin Türkçesini bana öğreteceksin."

Bilge kocasına çevirdi başını. "Sen Türkçe öğrenmek mi istiyorsun?" Yavaşça ona yaklaştı ve Kaan'a ,"Ben onu öptüğümde odadan çıkmak için yirmi saniyeniz var."dedi Türkçe. "Şu an sana olan aşkımı söyledim." Elini adamın göğsüne koydu. "Andrew ben çok yoruldum."

Andrew karısına anlamadı. "Ne yapıyorsun?"

"Kollarına sığınıyorum."diyerek kafasını kaldırıp bir elini adamın göğsünden çekerek yanağına götürdü. "Sana sığınıyorum."

Andrew tek kaşını kaldırdı,"Bilge,"

Bilge parmak ucuna çıktı. "Efendim," dudaklarını dudaklarına yaklaştırdı. "Andrew ben," kulağına uzanıp fısıldadı. "Anal yapamıyorum ama çok güzel oral yapabilirim."

Genç adam duyduğu kelimelerle kırmızı olunca Katharine gözlerine inanamadı. "Neden böyle şeyler söylüyorsun?"diye fısıldadı Andrew.

"Seni istiyorum,"diye mırıldandı Bilge. "Artık gitsinler." Yüzünü tekrar Andrew 'in yüzüne çevirdi. "Söz verdi zaten."

Andrew,"Tamam, Kathy, çıkın."dedi direkt.

Katherine keyifle gülmek için kendisini tuttu.

Kaan ile birlikte odadan çıkarlarken Bilge kocasına,"Peki pantolonunu ne zaman çıkarıyoruz?"diye sordu.

Andrew,"Bilmem."dedi kız kardeşi ve müstakbel eşi odada diye hiç kımıldatmadığı ellerini yavaşça kaldırıp karısının beline atarak iyice kendisine çekti. "Ama sen çok ama çok fena bir kızsın."diye fısıldadı.

Bilge adamın dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu,"Ve sana çok aşığım."

"Bende."

Taş yürekWhere stories live. Discover now