Bölüm 36

1.7K 151 36
                                    

Aylar, belki de yıllar sonra...

Andrew her zamanki gibi sinirle,"Senin kafan bedenine ağır geliyor."diye homurdandı.

Köylü adam,"Son ekmeğimi yiyeyim ki yalan söylemiyorum lordum!"dedi. "Ben-"

Lord daha fazla konuşmasına izin vermeyerek,"Muhafızlar!"diye kükredi.

Odasına aniden dalan beş asker,"EMREDİN LORDUM!"diye karşıya bakarak esas duruşta bağırdılar.

Andrew,"Alın ve zindana kapatın."dedi. "Lanet çocuk kaçakçısı."

Küfür etmesi bile aslında ne kadar sinirli olduğunu gösteriyordu.

Askerler adamın kollarına yapışınca köylü yalvarıp yakarmaya başladı ancak Andrew önündeki kağıtlara bakarak onu yok saydı.

Odadan çıktıklarında kalan Thomas'a döndü. "Leydi Daisy ile ilgili bir şey bulamadın mı hâlâ?"

Artık umursamaz rolü yapıyordu çünkü o, Lord Andrew 'di.
Ve terk edilmişti.
Gururlu bir lord gibi davranarak Bilge'yi de karnındaki çocuğunu da umursamıyor gibi davranıyordu.

Ama tam on dört ay geçmişti.
Bilge çoktan doğurmuş olmalıydı.
Çocuğu doğmuştu.

Thomas,"Sherlock Holmes'u ikna ettik efendim,"dedi başını yerden kaldırmadan. "Davaya kendisi bakacak,"

Andrew küfür etti,"Siktiğimin dedektifi."

Thomas,"Efendim,"diye tekrar konuştu. Bildiği bir şey vardı. Söylemesi gereken.

Andrew önündeki mal mülk kağıtlarına tüylü kalemiyle imza atarken,"Söyle,"diye homurdandı.

"Leydi Jennifer -"

"Onun konusunu çekecek sinirlerim şu anda yanımda değil Thomas."dedi Andrew küfür ederek. "Mühim değilse konuşma."

"Efendim sadece Leydi Jennifer, Leydimizi kaçarken görmüş ola-" Andrew kafasını kaldırıp çatık kaşlarla uşağına baktı.

"Devam et."
Sert sesi Thomas'ı korkuttu.

Kısa boylu kızıl uşak kafasını yerden kaldırmadan salladı.
"Leydi Jennifer 'ı, Leydimiz Natalie ile konuşurken duydum. Leydi Natalie, Leydi Bilge'nin nerede olduğunu sorduğunda,'Onu giderken gördüm, uzaklarda.'dediğini ve kahkahalarla gülmeye başladığına şahit oldum. Bana sorarsanız Lordum, belki de Leydi Bilge kaçırıldı ve bunu yapan da Leydi Jennifer 'dan başkası değil."

***

Jennifer ağlayarak,"Yemin ederim ki ben kaçırmadım!"diye haykırdı.

Andrew duygusuz yüzüyle,"Babanın parası üzerine yemin et Jennifer."dedi sertçe. "Paradan başka hiçbir şeye, kızımız da dahil, değer vermeyen bir sürtüksün."

Jennifer,"Yemin ederim lordum!"dedi. "Ormanın derinliklerine doğru giderken gördüm ancak o olup olmadığından bile emin değildim. Bu saatte bir leydin neden dışarıda diye düşündüm ancak-"

Andrew kaşlarını çattı,"Sen niye dışarıdaydın Jennifer?"

Jennifer dona kaldı. "E. Be-ben," yutkundu. "Ben s-s-sa-de-"

Andrew,"Çık dışarı."diyerek arkasını döndü. "Kimin koynuna girdiğinle ilgilenmiyorum."

**

"Nereye?"diye sordu Leydi Rose.

Andrew,"Karımı ve çocuğumu aramaya?"dedi umursamazca. Annesi ağzını açıp bir şey diyecekken elindeki valizi yere atarak,"BENİ ZORLAMAYI KES ANNE."Dedi. "BİLGE GİTTİ! İSTEDİĞİN OLDU VE BİLGE BENİ TERK ETTİ! SENİN YÜZÜNDEN, BU LANET MAL MÜLK YÜZÜNDEN, BENİM YÜZÜMDEN!"

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin