Bölüm 107

1K 143 19
                                    

Güneş,"Vallahi sen yine iyi dayanıyorsun."dedi arkadaşına. "Edward beni zorladığında yapacağım ilk şey kaçmak olur. Çocuk mocuk dinlemem."

Bilge, büyük salıncakta yanında oturan arkadaşına baktı ve birden kahkaha atmayı başladı.

Güneş kaşlarını çattı. "Ben ciddiyim."

Bilge karnını tuttu ve daha sesli gülmeye başladı.
Güneş, Katherine'e döndü. "Abinlerden kaçmak imkansız mı?"

Katherine,"Ondan değil,"dedi ve Osmanlı'dan gelmiş çerezin yenmesini anlamaya çalışmaya devam etti. "Bilge, abimden kaçtı."

Bilge gözünden akan yaşı sildi. Güneş,"Hee!"dedi. "Başardın mi?"

Bilge,"Britanya ve orta doğu, balkanların en iyi dedektifi yardım etti, sonra da sattı orospu çocuğu."dedi.

Katherine elindeki çekirdekle dona kalıp Bilge'ye baktı.
Bilge,"Katharine,"diyerek göz devirdi. "Kız kıza oturuyoruz, küfür etmeyip ne yapacağız?"

Katherine kızaran yüzüyle,"Nasıl rahat ediyorsanız uyum sağlamaya çalışacağım."dedi.

Güneş, Katharine 'e döndü. "Bak Katherine. Bu şöyle yeniyor."dedi ve kucağındaki poşetten çekirdekleri alıp çıtlatmaya başladı.

Katherine ilgiyle yiyişini izledi.

Güneş ileriyi gösterdi. "Orada ne var? Bir çalının boyu neredeyse üç metre."

Bilge iç çekti. "Andrew'in fantazik zevkleri. Çalılardan labirent yapıyor."

Katharine şaşırdı."çocuklar için mi?"

Bilge bilmiyordu. "Hiçbir fikrim yok. Atilla çalılara dalar labirenti deler çıkar. Niye yaptığı onun hayal dünyasında gizli."

Güneş sırıttı. Bilge arkadaşına bakarak,"Düşündüğün şeyi o kadar güçlü düşündün ki,"dedi ve eliyle karnını okşadı. "Resmen düşünceni duydum."

Güneş kıkırdadı. "Kardeşi böyleyse kendi nasıldır diye düşünüyorum, anla işte."dedi.

Katharine çekirdekten bir tane düzgün çıkartınca sevinçle bağırdı. "Yaptım."dedi. "Sanırım yaptım!"

Güneş,"Hele bakayım."diyip yanındaki kıza döndü,"Olmuş aynen."

Bilge ve Katherine en uçta, Güneş ortada oturuyordu.

Bilge acıktığını düşündü. Kafası dağılsın diye önündeki süs havuzuna bakıp kendi zamanından bir şarkı mırıldanmaya başladı."Hayat beni neden yoruyorsun? Madem çok günah, oyunu sen bozuyorsun. Sebebi çok."

Güneş özlemle arkadaşına baktı. Dolan gözleriyle kocaman gülümsedi ve arkadaşına eşlik etti. "Şeytan diyor ki yanaş şuna."

Bilge gülümseyerek kaşlarını kaldırdı, sonraki mısrayı o söyledi. "Adını anma sataş şuna."
Güneş ayağa kalktı ve arkadaşına ellerini uzatıp tutmasını bekledi. "Deli kader seni karşıma."

Bilge uzanıp Güneş'in ellerini tuttu.

"Çıkaracak mı bilen yok."dedi.

Katherine anlamasa da şaşkın bir keyifle onları izledi.

"Can üzülür buna taş değil. Çekilecek gibi aşk değil. Bu gönül her şeye aç değil. Doyuracak mı bilen yok."

Birbirlerinin kollarının altından geçip döne döne keyifle şarkıyı tamamladılar.

Bittiğinde ikisi de kahkahalarla gülerek durdular.

Sonra birbirlerine bakıp hüzünle iç çektiler.

Katharine alkışlarla,"Çok güzeldi."dedi. "Gerçekten de çok güzeldi. Osmanlıca, değil mi?"

Bilge hüzünle burnunu çekti. Güneş yanağından akan yaşı mutlulukla sildi.

"Türkçe."dedi ikisi de aynı anda. "Sadece Türkçe."

Bilge, kafasını sallayan Katharine'e baktı.

Katharine kısa bir an kadınların arka tarafına bakıp tekrar onlara baktı.

"Bir şarkı daha söylemenizi rica edebilir miyim?"

Bilge omuz silkip,"Olur, ikimizin de sesi güzel şarkı söylemesini bilmiyoruz. Fark etmez yani."dedi.

Güneş,"Ay Zalim'i söyleyelim."dedi hevesle. "Levent Yüksel 'i çok özledim ya."

Bilge omuzlarını cilveyle salladı. "Göz değil nakış mübarek. Bendeki aşk değil ibadet."

Güneş arkadaşından uzaklaşarak aynı sempatiklikte geri geri yürüdü. "Elleri sevdi nihayet. Ben ebedi saadetten kovuldum."

Bilge elini alnına koyup bayılmadan önce poz veren mankenler gibi yapıp,"Gölgemi aldım yanıma."dedi.

Güneş ayağını yere vurdu. " Vurdum hasretin yoluna."

Bilge tatlı bir tebessüm ile karnını sevdi. "Benzedim bahtsız Mecnun'a."

Güneş kafasını yukarı kaldırıp Allah'a ellerini uzattı. "Yüce Mevla'ya sığındım."

Biraz sessizlik oldu ve kapının orada genç kızları izleyen Edward ile Andrew şaşkındı.
Ancak büyülenmiş gibiydiler.

Bilge kafasını kaldırdı, Güneş başını aşağı indirdi ve birbirlerine bakarak gülümsediler. İkisi de bir kuğu gibi narin, yavaş davranıyorlardı. Kollarını yavaşça havaya kaldırıp ufak dalgalar eşliğinde şarkının en güzel yerine başladılar. Yan yan yürüyerek hayali bir çember oluşturmuşlardı. O çemberin etrafında dönerken aynı anda söylediler.
"Seyret perişan halimi bende akşam olmakta,dostlar seyrelmiş beyhude lafla vakit dolmakta, avare oldum serseri oldum terki diyarda."

Durdular. "Zalim!"dediler. "Senin Allah'ın yok mu?"

Güneş kıkırdadı. Bilge iç çekti,"Yarin gözü yüksekte benim bir kuru aşkım var." Güneş arkadaşı devam edince onu kırmadı. "Düşmanlarım nisbette behey kara vicdanlı yar."
Birlikte söylediler. "Yağdı saçlarıma genç yaşımda lapa lapa kar
Zalim, senin Allah'ın yok!"

Bilge şarkı bitince,"Ay yeter tamam içim şişti."dedi.

Gözleri dolmuştu.

Çok özlemişti.

Güneş burnunu çekti. "Özledim." Gülümsedi ama bunu ağlamasını gizlemek için yaptığı belliydi. "her şeyiyle. Kokusunu, hissini, rahatlığını."

Katharine merak etti. "Evinizi mi?"

Bilge güldü. Eski yerine geri oturdu Güneş de ardından geldi. İkisi de aynı anda"Ait olduğumuz yeri."dedi sanki anlaşmış gibi ve Bilge önüne döndüğü gibi kapıda onları izleyen Edward ve Andrew 'i gördü.

İki adam da son cümlelerle taş kesmişti.

Bilge iç çekti ve Güneş 'e Türkçe,"Bizi izlemişler."diye fısıldadı.

Güneş oturmadan arkasına baktı ve gördüğü iki adamla Bilge'ye küfür etti,"Senin yüzünden gördüm ve selam vermek zorundayım." Tebessüm ederek hafifçe dizini kırdı ve iki adama da selam verdi.

Bilge güldü. "Üzgünüm. Bak hala gelmiyorlar dona kaldılar."

Andrew karısının tam gözlerinin içine bakıyordu.

Bilge yorgun yüzüyle iç çekti.

Genç adam arkasını döndü.
Güneş, Edward 'a gülümsedi. Edward omuzlarını düşürerek abisine baktı.

Bilge, Andrew içeriye ilk adım attığında,"Benimkisi her zaman ilk adımı atan olur."diyerek göz devirdi.

Katherine çekirdek yemeye bayılmıştı.

Edward tam abisi gibi adım atacaktı ki ayağı havada kaldı ve durdu.

Sonrasında kafasını iki yana salladı.
Ve onu takip etti.

Taş yürekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin