5 - Aşk ve Gurur

792 22 3
                                    


Bir kadın duygularını aynı maharetle sevdiği kişiden de gizlerse, onu kaybetme riskini göze almış demektir. / Jane Austen (Aşk ve Gurur)

Okan'la son görüşmemizin üzerinden üç hafta geçti ve söz verdiği gibi kimsenin karşısına çıkmadı. Bu süre zarfında biz de olabildiğince Barış'la ilgilendik. Deniz okulunu dondurup Limon'da Barış'ın yerine bakmaya karar verdi. Çağrı stres ve uyku problemlemini çözmek için antidepresan almaya başladı. Asya ve ben iki günde bir sırayla Barış'ı ziyarete gidiyorduk. Her şey harika olmasa da en azından düzenli bir yoldaydı. Peki ya...

"Daldın yine." Düşüncelerimden uzaklaşarak Çağrı'ya doğru döndüm.

"Şeyi merak ediyorum... O-Barış'ı."

"Dün gece yanındaydın ya kızım. Gayet iyi işte daha da iyi olacak." dediğinde gergince gülümsedim. Az kalsın ağzımdan çıkacak isim tüm hücrelerimde yankılanıyordu şimdi. Onu merak etmeye hakkım yoktu. Ben ne istediysem onu yapıyordu.

"Ben çıkıyorum Defne. İlk derse geç kaldım bile." Hızlıca kalkarken son kez kahvaltı masasından gözüne kestirdiklerini ağzına tıkıştırmasına güldüm. O el sallayarak çıkarken ben de öpücük attım.

●●●

Kahvaltı sofrasını toparlayıp artanları buzdolabına koydum. Buzdolabı kapağındaki alışveriş listesini cebime koyduktan sonra cüzdanımı ve anahtarlarımı alarak evden çıktım.

Üç sokak ilerideki süper markete vardığımda dışarda duran alışveriş arabalarından bir tanesini sürerek içeri girdim. Evde neredeyse hiçbir şey kalmadığını bildiğimden listeye bakma gereği duymadan arabayı doldurdum.

Raflarda göz gezdirmeye devam ederken birden sol tarafıma bir şeyin çarpmasıyla acıyla inleyerek geriledim.
Kafamı kaldırıp bana çarpan şeye baktığımda alışveriş arabam olduğunu gördüm. Ve ona çarpan ise başka bir alışveriş arabası... içinde genç bir kız olan... Okan tarafından sürülen... Bir dakika. Okan tarafından sürülen?

"Çok özür dileriz, gerçekten... Diğer raftan hızla dönerken görmedik. İyi misin?" Telaşla arabadan inen kızın dediklerine odaklanmaya çalıştım. Gözlerim Okan'la ikisi arasında gidip geliyordu.

"İ-iyiyim." Başımı anlamsızca salladım.

"Okan! Bir şey desene sen de çok ayıp oldu." Kim olduğunu bilmediğim esmer kız tıslayarak Okan'ı uyarmaya çalıştı. O da en az benim kadar afallamış gözüküyordu.

"Kusura bakma. Görmedim. Gerçekten." Başımı sallayıp arabamı alarak hızla kasaya doğru ilerledim. Şaşkınlığım geçmeye başladığında sol tarafımda hissettiğim ağrı arttı. Görmezden gelerek ödemeyi yapıp poşetleri aldım ve çıktım.

Poşetleri arabaya yerleştirdikten sonra yerime geçip eve doğru yola koyuldum.

Eve geldiğimde market poşetlerini boşaltıp malzemeleri yerlerine yerleştirirken Okan ve yanındaki kızı
aklımdan çıkaramadım.

"Aptal! Gerizekalı! Kaburgam çıktı be! Bir de kusura bakma diyor. Oldu paşam hiç bakmam. Hem o kız kim? Kim o kız?!" Kendi kendime söylenirken kapının çalmasıyla daha da hiddetlendim. Hızla kapıyı açtığımda karşımda Okan'ı buldum. Sinirli yüz ifademin yerini dolu gözlere bırakması çok kısa sürdü.

"Söz verdim biliyorum. Evde yalnızca senin olduğundan emin olunca geldim. Kimseyi rahatsız etmeyeceğim."

"Neden geldin?" Sesimi kaybetmemek için çok çabalıyordum.

"Markette olanlar için özür dilemeye geldim." Sıkıntıyla konuştu.

"Diledin ya orda. Kusura bakmam merak etme." Kısık sesimle alaylı konuştuğumda istediğim etkiyi veremedim.

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now