149 - İhanetin Üç Tonu

200 9 9
                                    

İhanetin gri tonu.

Kapıyı açmamla Aras telaş içinde girdi içeri. Yüzümü ellerinin arasına aldı. Korku dolu gözleriyle hasar tespiti yapmaya çalışıyordu.

"İyi misin?" ilk cümlesi olmuştu. Başımı salladım. Titriyordum. O da bunu fark etti ve bana "Titriyorsun," dedi. "Ne oldu? Güzelim konuş benimle. İyisin, değil mi? Biri girdi mi içeri?"

"B-Bilmiyorum. Ben ses çıkarınca gittiler galiba." dedim. Hiç kesilmeyen gözyaşlarım arttı. Evimde silahlı iki adam vardı. Bulut'un odasında silahlı iki adam vardı. Bacaklarım titriyordu. Her tarafım tir tir titriyordu. Hâliyle iyi olduğuma pek inanmadı Aras. Saçlarımı okşadı.

"Çok korkmuşsun..." dedi yumuşacık bir sesle. Başımı salladım. Daha da çok ağladım. Sarıldı bana. Kollarının arasına aldı. Sımsıkı sardı bedenimi. "Toparlan da polise gidelim..."

"I-ıh! Hayır." dedim hemen. "Hayır gidemem ben... İyi hissetmiyorum."

"Şşh... Toparlan güzelim."

"Nefes almam lazım..." dedim ağlayarak. "Balkona çıkalım, nefes almam lazım."

"Tamam... Gel hadi." dedi Aras. Balkona çıktık. Demirliğe tutundum sımsıkı. İçime derin nefesler doldurdum. Aras sürekli bir eliyle saçlarımı okşadı. Sakinleşmemi beklediği belliydi. Ama sakinleşmem mümkün değildi. Sürekli ağladım. "Defne... Geçti bir tanem. Bak bana."

Ona bakmam gerekiyordu.

Onu öpmem gerekiyordu, başımı kaldırmalıydım.

Başımı kaldırıp onunla göz göze geldiğimde ağlamam şiddetlendi.

Onu öpemezdim ki...

"Şşh, şşh, şşh!" Kollarının arasına çekti beni. "Geçti," dedi saçlarımı okşarken. "Geçti, ben buradayım. Yanındayım. Geçti."

Başımı göğsünden kaldırdım. Zorlansam da başardım bunu. Burun buruna geldik.

Bir elimi ensesine uzattım. Saçlarının arasına girdi parmaklarım.

"Çok korkmuşsun..." dedi bir kez daha. Merhamet doluydu sesi.

"Çok korkuyorum." diye fısıldadım.

"Geçti." dedi.

"Geçecek..." dedim.

Gözlerimi kapattım.

Dudaklarımı dudaklarına bastırdım.

"En az otuz saniye sürsün. Bunu başardığın an çekip gideceğiz."

Tam saymaya başlamıştım ki beşinci saniyede Aras birden geri çekildi. Gözlerimin içine baktı kısacık bir an. Otuz saniyenin dolmadığını, onu tekrar öpmem gerektiğini fark ettiğimde artık buna gerek kalmamıştı.

Çünkü Aras beni öpmüştü.

Dudaklarıma asılmasıyla afalladım. Üzerime geldi. Sırtım balkon duvarına yapıştı. Elleriyle belimi sımsıkı kavradı.

Beş saniye.

Bir eliyle kafamı tutup kendisine doğru çekti.

On.

Üst dudağımı emiyordu.

On beş.

Alt dudağıma geçmişti.

Yirmi.

Dudaklarımı dişledi.

Yirmi beş.

Ellerimi göğsüne koydum.

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now