59 - Bir Kedimiz Olsun

200 8 37
                                    

Okuyan herkese selamlar! Defne ve Anıl için sezon finali taslağı neredeyse tamamlandı.

Yayınlamadan önce fikir, istek ve tahminlerinizi öğrenmeyi çok isterim. Yorumlarda veya mesajlarda görüşmek dileğiyle...

İstanbul yolcusu kalmasın!

●●●

Salonda kanepelere yerleşmiş, sessizce filmimizi izlerken bir yandan da aperitifleri yiyorduk. Açtığımız komedi filmine Mert ve Elif kahkahalarıyla katılırken, Anıl somurtarak izliyordu. Bense elimden geldiğince odaklanmaya çalışsam da pek başarılı olamıyordum.

Yavaşça yanımda oturan ela gözlü çocuğun elini tutmaya çalıştığımda hızla geri çekildi.

"Sinirliyim." diye fısıldadı diğerlerinin duyamayacağı bir sesle. "Uzak dur benden."

Bu cümleleri öfkesini kusmak için değil de bana zarar vermekten, kalbimi kırmaktan korktuğu için söylediğinin farkındaydım.

"Bu sefer sinirli olmaya hakkın yok." dedim sitemle. Alayla güldü.

"Beni yedek listesine koyduğun için şükretmeliyim değil mi?" Sinirle ofladım. "Barış'ın üstünde miyim, altında mı? Bari onu söyle. Yoksa bilmediğim isimler de var mı? Sen bir bakın gel... Fikrin değişirse-"

"Düzgün konuş Anıl." Kırgın çıkan sesim karşısında sustu. Alt dudağını dişleri arasına aldı ve ellerini bir süre yüzüne kapattı. Derin birkaç nefes aldıktan sonra ellerini çekti. Dudağını kanatmıştı.

"Özür dilerim. Uzak dur benden... Lütfen. Konuşmak istemiyorum."

"Tamam..." Baş parmağımla dudağındaki kanı sildiğimde afallamış bir şekilde yüzüme bakakaldı.

"Böyle mi uzak duruyorsun, Defne?" dedi sitemle. Gözlerimi devirdim.

"İyilik de yaramıyor sana." Yerimden kalktım ve diğer kanepeye, Mert'in yanına oturdum. Mert çatık kaşlarıyla bir bana bir Anıl'a baktı ve umursamazca omuz silkerek boştaki kolunu omzuma attı. Başımı omzuna yaslayarak filmi izlemeye koyuldum.

"Yardımına ihtiyacım var." diye fısıldadım, Mert'in dizinde yatan Elif'in kulağına doğru.

"Tabi bebek. Ne için?"

"Film bitince mutfağa geçelim. İkimiz." Başını salladı.

Göz ucuyla Anıl'ın kanepeden kalktığını gördüm. Salondan çıktığında kaşlarım çatıldı.

"Hemen geliyorum." dedim ve ben de ayağa kalktım.

Mutfağa girdim ve açık olan balkon kapısını gördüm.

Anıl balkonda gözlerini kapatmış sigarasından derin nefesler çekiyordu. Biten sigarasını küllüğe bastırdı. Yenisini paketinden çıkarırken benimle göz göze geldi. Sigarayı yaktı ve dudaklarının arasına götürdü.

"Yetimhanedeyken benden büyük olan çocuklar bana zorla sigara içirirlerdi." dediğimde buruk bir ifadeyle bana baktı. "Başta hep kusardım."

"Sonra?" diye sordu kısık bir sesle.

"Sonra alışıyorsun... Zorla içirmeye çalıştıklarında canımı yakıyorlardı. Ben de kendim içmeye başladım." Güldüm. "Barış'la tanışınca bıraktım. Zaten sevmiyordum..."

"Barış mı bıraktırdı?" Başımı iki yana salladım.

"Barış benimle tanışmadan önce bırakmıştı sigara içmeyi. Ben de bunu öğrendiğimde bıraktım. Benden hoşlanmasını çok istiyordum..." Derin bir nefes aldım. Suratım asılmıştı. "Okan girince hayatıma... Tekrar içmeye başladı." Ellerimle oynamaya başladım. "Öyle işte... Hayatıma giren herkese zarar veriyorum. Sen de benden önce içmiyordun değil mi? Abin çok şaşırmıştı da içtiğini duyunca..." Anıl sigarasını söndürdü ve beni ensemden kendisine doğru çekti. Başımı göğsüne yasladım ve kollarımı beline sardım. Başımın üzerinde dudaklarının baskısını hissettim.

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now