56 - Bulut ve Güneş

195 11 17
                                    

Anıl gördüğü rüyanın etkisiyle birlikte yerinde sıçrayarak uyandı. Bir el saçlarının arasına girdiğinde irkildi.

"Şşh... Benim." Bakışlarını nefes nefese sevdiği kadına doğru çevirdi. "Kabus görüyordun... Geçti."

"Saat kaç?" diyebildi, rüyanın etkisinden kurtulmaya çalışırken.

"Dörde geliyor."

"Uyumadın mı sen?" diye mırıldandı uykulu bir sesle.

"Uyudum... Sesini duydum, öyle uyandım." dediğinde Anıl'ın kaşları havalandı.

"Sesimi mi?"

"Evet... Sayıklıyordun."

"Ne dedim?"

"Defne... Dedin." Anıl başını salladı ve derin bir nefes aldı. "Yanımda yatmak ister misin?" diye sordu genç kız, endişeyle.

"Yok... Teşekkürler."

"Ben senin yanında yatabilir miyim peki?" Anıl, Defne'nin muzur gülümsemesinin altında yatan merhameti ve sevgiyi hissettikçe kendisinden daha da çok nefret ediyordu.

"Yapma, lütfen..." dedi yalvarırcasına. "Hak etmiyorum." Defne başını Anıl'ın omzuna yasladı. Nefesi aşık adamın boynunu okşuyor ve ikisinde de dayanılmaz bir etki bırakıyordu.

"Ben seni affettim... Sen de kendini affet."

"Asla." dedi Anıl, net bir tavırla.

"Benim için... Lütfen. Beni sensiz bırakma..." Dudaklarını çenesinin hemen altına bastırdı. "Kahramanımı çok özledim." Anıl başını hafifçe genç kadına doğru çevirdiğinde burunları birbirine sürtündü. Defne, Anıl'ın dolu gözlerinden yaşların akmaması için dua etti. Onu ağlarken görmeye dayanamıyordu.

"Çok aşığım, Defne... İliklerime kadar."

"Biliyorum sevgilim." Anıl'ın gözleri duymayı en çok sevdiği kelimenin döküldüğü dudaklarda takılı kaldı.

"Neden küsmüyorsun bana?"

"Küstüm ya..." dedi genç kadın, gülerek.

"Bir gün sürdü." dedi genç adam, sitemle.

"Çünkü ben de seni çok seviyorum... Neden anlamıyorsun acaba?" Şakayla karışık parmaklarıyla kafasını pat patladı.

"Dalga geçmeyeceksen bir şey soracağım..." dedi Anıl, tereddütle. Defne gülerek alt dudağını ısırdığında istemsizce onun da dudakları iki yana kıvrıldı. "Kime söylüyorsam..."

"Tamam tamam. Dalga geçmeyeceğim."

"Hı hı." dedi Anıl gülerek. Defne'nin gözleri çok özlediği gülüşte takılı kaldı. "Ne kadar çok?" diye mırıldandı Anıl.

Nefesleri birbirine karışırken sarışın kadının parmakları genç adamın sakallarında dolaştı.

"Hm... Düşüneyim." Defne gözlerini ela gözlerde, öpmeye doyamadığı dudaklarda gezdirdi. "Nasıl tarif edebilirim, bilmiyorum. Çok... Anıl." Derin bir nefes aldı ve devam etti. "Şımarmaman şartıyla küçük bir detay ekleyebilirim." Anıl gülerek başını salladı. "Şu yaşıma kadar doğru düzgün bir ilişki yaşamamış olmama rağmen... Seninle evlenme fikrini gözden geçirdim." Ela gözlü çocuk yutkunma ihtiyacı hissetti. "Senin için bir anlam ifade ediyor mu bilmiyorum ama... Ben hayatımın sonuna kadar seninle birlikte olma fikrinden hiç korkmadım, Anıl. Sana olan sevgimden şüphem yok. Senin de olmasın."

"Neden kabul etmedin peki?" diye sordu kısık bir sesle.

"Çünkü sen... Aşık olunacak bir adamsın." dediğinde Anıl'ın kaşları çatıldı. "Teklifini kabul etseydim... Sana aşık olmayan bir kadınla zamanını boşa harcamış olurdun."

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now