176 - Evli, Mutlu, Çocuklu...

226 8 23
                                    

Güne donatılmış bir kahvaltı sofrasıyla başlamak hâlihazırda bulanan midemi daha da çok bulandırmıştı. Bütün kokular birbirine karışırken kendimi tuvalete kusarken bulmuştum. Ona rağmen solmadı Karan'ın güler yüzü. Bu kadar mutlu olacak ne bok var, diye sormak istedim ama yapamadım. Ağzımı çalkalarken bile ayrılmadı dibimden. "İşe gitmiyor musun sen?" dedim ters bir tavırla. "Kaç oldu bu? Bu kadar izinli olman mümkün değil."

"İzinliyim işte..." dedi omuz silkerek. Parmakları saçlarıma uzandığında geri çekildim. "Mideni bulandıran neydi? Kaldırayım onu sofradan."

"İşe gitmeyip gün boyu beni darlayan bir şey vardı sofrada... O." dediğimde tatlı tatlı gülümsedi. Yanaklarımı sıktı.

"Şakacı sevgilim benim..." dedi. Gözlerimi devirdim. "Bacağın daha iyi sanki, değil mi? Yürüyüşün falan gayet düzgün geldi bana, topallamıyorsun artık." Cevap vermedim. Geçip gittim yanından. Peşime takıldı elbette.

"Ben biraz uzanacağım, Tekin gelince beni kaldırırsan sevinirim," diyip odama yöneldim.

"Tekin gelmeyecek," dedi Karan. Durdum koridorda. Ona doğru döndüm. Şaşkın şaşkın baktım suratına.

"Ne demek o?"

"Perşembeye kadar Elif'le kalacak-"

"O niye?!"

"Böyle daha uygun olacağını düşündüm-"

"Bana sordun mu düşünürken?!"

"Haklı olduğumu biliyorsun-"

"Haklı falan değilsin! Ne diye başka bir yerde kalıyor oğlumuz?!"

"Çünkü hassas bir dönemden geçiyoruz ve onun bundan etkilenmesini istemiyorum," dedi oldukça sakin bir tavırla.

"Hassas bir dönemden falan geçmiyoruz! Sabahtan akşama kadar televizyon izleyip uyuyoruz!"

"Çünkü benimle konuşmuyorsun!"

"Çünkü konuşacak bir şey yok!"

"Nasıl yok?!"

"Ne var Karan?" Bir adım attım üzerine doğru. "Ne konuşmak istiyorsun?"

"Gayet iyi biliyorsun Defne..."

"İnan bana hiçbir şey bildiğim yok! Konuşacağımız bir şey yok! Yarın gideceğim, bebeğimizi karnımdan alıp çöpe atacaklar ve ben hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam etmek zorunda kalacağım! Bunun üzerine ne konuşabiliriz?!"

"Seni seviyorum-"

"Git Allah aşkına ya!"

"Defne sen bunu tek başına mı yaşadığını sanıyorsun?!" diye bağırdı birden. Bağırması işime gelirdi. Bana iyi davranmasına dayanamıyordum. "Ben de çocuğumu kaybediyorum!"

"Evet! Evet benim yüzümden!"

"Saçmalama!"

"Başka bir kadını hamile bıraksaydın çocuğun olacağı haberini aldığında ağlamak zorunda kalmazdın Karan!"

"Defne bu söylediğinin ne kadar APTALCA olduğunun farkında mısın?! Ben sana aşığım! Seninle evlendim! Seninle bir çocuğumuz olmasını elbette çok isterdim! Her şeyden çok! Başka hiçbir bok umurumda değil! Başka bir kadın bana gelip benim çocuğuma hamile olduğunu söylese mutlu olacağımı falan mı sanıyorsun?! Ben ailemi seninle kurmak istedim! HAYATIMDA SADECE SENİNLE AİLE KURMAK İSTEDİM! KURDUK DA! BİZ BİR AİLEYİZ DEFNE! HER NE BOK YAŞIYORSAK BİRLİKTE YAŞIYORUZ! SEN BANA YOKMUŞUM GİBİ DAVRANAMAZSIN-"

"YOKSUN ZATEN! YOKSUN! HANİ NEREDESİN?! SEN SADECE KRİTİK ZAMANLARDA ORTAYA ÇIKAN VASAT BİR KOCASIN!"

"SEN DE HER FIRSATTA ESKİ SEVGİLİSİNİN YANINDA BİTEN, SADAKATSİZ, ŞIMARIK, İLGİ MANYAĞI BİR KADINSIN!" Yüzüğüme gitti parmaklarım. Amacım onu çekip çıkarmaktı ama ne kadar uğraşsam da çıkmadı. Birden durgunlaştım.

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now