Ufacık bir temasımda kesilen solukları, hemencecik kızaran yanakları, bembeyaz teni, altımda kıvranışı, yalvaran ve dahasını isteyen bakışları.
Yunan mitolojisine inanıyor olsam Kardelen'in bir tanrıça olduğunu söylerdim size.
Bana nasıl hissettirdiğinden çok onun nasıl hissettiğine odaklandığım, izlemeye ve tadına doyamadığım bir kadın.
Sinema odasında, deri koltukta, Kardelen kucağımda otururken başladı sevişmemiz. Öpüşmemizi kesip ağzımı sulandıran göğüslerine gömüldüğümde ikimizin de hesaba katmadığı bir şey oldu. "Siktir..." diyerek geri çekildim. Yutkundum. Yüzüme baktı Kardelen ne olduğunu anlamak için. Dudaklarımı yaladım. Gülerek baktım suratına. "Güzelmiş tadı..." dedim, anlamadı. "Anne sütü içmeyeli yıllar olmuş!" diye eklediğimde kocaman açıldı gözleri.
"A-Anıl çok özür dilerim ben... Ben unuttum onu, geldi mi ağzına-"
"Ne özrü ya?" diyip kocaman öptüm yanağından. Bana şaşkın şaşkın bakmaya devam ettiği sırada tekrar eğdim başımı. Bu sefer bilinçli bir şekilde emdim göğsünün ucunu. İrkildi.
"Ah... Anıl-Ah!" Saçlarımı kavradı sımsıkı. Kucağımdaki bedeninin tir tir titrediğini her zerremle hissettim. Ağzım bir göğsüyle meşgulken boştaki elimle diğerini yoğuruyordum. Ondan sızan süt parmaklarıma bulaşınca gülerek yer değiştirdim.
"Eşitlik önemli..." dedim. Kardelen'se asla konuşmuyor, kucağımda kıvranıp duruyordu. "Bu süt işinin beni bu kadar uyarması normal mi?" diye sorduğumda yutkunuşunu işittim.
"B-bilmem... Annenle... Var mı problemlerin?"
Koca bir kahkaha attım.
"Hem de nasıl..." Birer öpücük bıraktım göğüslerine. Sonra kaldırdım başımı. Gözlerine baktım. "Nasıl hissediyorsun?" diye sordum yumuşacık bir sesle.
"Bilmiyorum," dedi. "İnan bilmiyorum... Alp'e süt kaldı mı onu düşünüyorum." Güldük aynı anda. "Bir de öleceğim galiba... Heyecandan."
"Kalbinin atışını buradan duyabiliyorum," diye fısıldadım.
Parmağımın tersini göğüslerinin arasından yavaş yavaş aşağılara indirmeye başladım. Karnına geldiğimde kapattı gözlerini. Kasıklarına geldiğimde ise sıktı kolumu. İç çamaşırının üzerinden tam bacaklarının ortasındaki noktaya dokunduğum an sıçrayarak kalktı kucağımdan. Bacakları titriyordu. Duramadı ayakta, dizlerinin üzerine çöktü.
"Yapamayacağım galiba..." dedi. Derin bir nefes aldım.
"Sen nasıl istersen-"
"Çok fazla hissediyorum... Çok... Ben alışkın değilim buna." Hızlı hızlı konuşmaya başlamıştı. "Ben... Ben böyle hayal etmemiştim-"
"Anlamadım... Hoşuna gitmiyor mu?"
"Gidiyor! Çok!" demesi daha da karıştırdı aklımı. "Ama ben... Ben sandım ki sen... İşte şeyi çıkarıp... sokacaksın... Birkaç dakika... Bitecek... Uyuyacağız." Güldüm istemeden de olsa.
"Neyi çıkarıp sokuyorum, ne oluyor? Kılıç mı sokuyorum?" dedim alayla. "Seninle sevişmek istediğimi söylediğimde bunu düşünmüş olamazsın, Kardelen."
"Bunu düşündüm... Belki biraz da öpüşme... Eğer yüz yüzeysek tabi-"
"Eğer?"
"Bilmiyorum!" dedi telaşla. Saçlarını taradı eliyle. "Nefesim kesiliyor... Yap ne yapacaksan, öyle oyunlar oynama!"
"Hiçbir şey yapmıyorum ki!"
"Yapıyorsun!"
"Seninle sevişmeye çalışıyorum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMŞU ÇOCUK
Romantizm''Bu aptal kalbim, aptal bedenim, aptal ruhum... Sadece seni istiyor. Söz geçiremiyorum... Bir kadında sevmediğim ne varsa... Hepsi sende var. Şımarıksın, nazlısın, çocuk gibisin. Aklın bir karış havada... Dengesizsin. Ne istediğini bilmiyorsun, her...
