85 - Dağ Evi

225 9 104
                                    

Saçlarımda usulca dolaşan parmaklar.

Üşüyen bedenlerimizin birbirine temas ederek ısınma çabası.

Konuşacak çok şeyimiz olmasına rağmen saatlerdir yalnızca birbirimizi izlememiz.

Yeni doğan Güneş'in aydınlattığı güzel yüzü.

Sakallarında dolaşan parmaklarım.

Çenemde gezinen dudakları.

Gecenin karanlığından günün ayışına kadar çalan şarkımız.

Unuttun mu beni?

Zihnimize aynı anda dolan aynı anılar.

Özlem.

Dibini gördüğümüz şarap şişesi.

Orta sehpadaki silah.

Dağ evi.

Issız.

Gözlerimin dövmesi. Ensesinin biraz altında.

Babamdan aldığım gözler.

Babasının öldürdüğü babam.

Annesini kaçıran babam.

Üzerimden sıyrılan ceketim.

Üzerinden sıyrılan ceketi.

Belime dolanan kollar.

Sevişmeyeceğiz.

Neden soyunuyoruz?

Alkol.

Bütün kötülüklerin anası.

Sevişmemeliyiz.

Bacaklarımdan ayrılan pantolonum.

Yalnızca tişört.

Üzerimde yalnızca tişört var.

Anıl'ın tişörtü.

Anıl.

Okan'ı omuzlarından iten ellerim.

Biri güçsüz.

Alçı.

"Olmaz." diyen sesim.

"Özledim." diyen sesi. Boğuk.

"Sarhoşuz..."

Sessizce yanıma uzanması.

Ve bana arkasını dönmesi.

Ağlıyor.

Beline dolanan kolum.

"Biz masumuz." diyorum.

Başını sallıyor.

"Biz masumuz." diyor.

●●●

Peynirli makarna kokusu.

Dağ evinde ikinci günümüz.

İlk günü hatırlamıyoruz.

Artık üşümüyorum.

Şömineyi yakmış.

Dalgın.

Dışarıyı izliyor.

Kadehlerde su var.

Şarap koymamış.

Sarhoş olmaktan ve bana dokunmaktan korkuyor.

Kanepeye geçiyorum.

Tabaklarımızı getiriyor.

Konuşmuyor.

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now